Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Bağdat 2004

Martine Pouchain

Bağdat 2004 Gönderileri

Bağdat 2004 kitaplarını, Bağdat 2004 sözleri ve alıntılarını, Bağdat 2004 yazarlarını, Bağdat 2004 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
124 syf.
8/10 puan verdi
Ali Cabbar romanı... Spoiler içerir
Bağdat 2004
Bağdat 2004
Martine Pouchain
Martine Pouchain
Bu kitabı yaklaşık 3 yıl önce Kitapyurdu kampanyasından faydalanmak için almıştım. Kitap
Küçük Prens
Küçük Prens
gibi bir çocuk romanıdır. Ben bu kitaba son günler de ülkemizi kasıp kavuran Ali Cabbar adlı parçadan esinlenerek Ali Cabbar romanı demeyi uygun gördüm... Çünkü olay örgüsü tamamen Ali Cabbar şarkısına benziyor... Hatta incelemeye şarkıyı da ekleyim :) youtu.be/aLRletzlJ-4 Kitabın ana karakteri Thomas ve Selim, Thomas bizim Ali Cabbar'ın ABD'li versiyonu gibi takılıyor, Barbara adında bir kıza aşık ama kız fiziki anlamda daha güçlü birine aşık bu saf Thomas'ta hâlâ kız da ısrar ediyor eğer diyor ben kahraman olursam bu kız bana aşık olur diyor tipik ergen erkek tripleri neyse gidiyor gönüllü olarak birliğe yazıyor beni Irak'a gönderin diye adeta yalvarıyor ve Sonuç Irak'a gönderiliyor... Orada Iraklı bir müslüman Selim'le tanışıyor ve yakın arkadaş oluyorlar neden asker olduğunu alıntı da olduğu gibi açıklıyor. #214687741 Ha tabi bu konuşmalar da Selim, ABD'li dostunu yerden yere vuruyor. İşgalci, sömürgeci, petrol için buradasınız diyor adeta diliyle dövüyor Fransız yazar kalemiyle ve Selim'in diliyle ABD'yi ve Bush yönetimini adeta tokat manyağı yapıyor... Thomas Irak'ta acı çekerken yaralanırken Barbara ise başka erkeğin kollarında takılıyor Thomas'ta kahraman olunca bana gelecek hayaliyle Irak'ta her gün fiziki ve ruhi acı çekiyor... Sonunda da Selim'in kollarında ölüyor... Kitapta bölümler arası geçiş aşırı hızlıydı onun için olaylar arasında kopukluk vardı ama dili çok akıcıydı onun için puanım 8/10
Bağdat 2004
Bağdat 2004Martine Pouchain · Can Yayınları Kampanya · 200812 okunma
Reklam
Sonsuza doğru uzanmaya başlayan bu savaş felaketinin ortasında neyi, nasıl görmeli?
Yerine başkası gelecekse, bir diktatörden kurtulmuş olmak neye yarar?
Evet sahiden aptalca, Ergen Thomas
"Neden asker oldun?" "Asla inanamayacağın bir sebep yüzünden." "Haydi söyle." "Bir kızın, bana âşık olmasını istiyordum. O, gücü kuvveti yerinde, kaslı tiplerden hoşlanıyor, durumu anladın mı? Benim suratıma bile bakmıyordu. Ben de en iyisi gidip kahraman olayım, o zaman beni sever diye düşündüm. Ne kadar aptalca değil mi?" Selim buna gülümsemeden edemedi. "Evet. Sahiden de aptalca."
Reklam
Bizi kandıracağınızı mı sanmıştınız?" dedi, "Sizin buraya, aslında bizi kurtarmak için gelmediğinizi bal gibi biliyoruz. Siz petrol yüzünden geldiniz. Buraya yerleşerek bütün Doğu'yu kontrol altına almak istiyorsunuz; biz, sizin gibi petrole tenezzül edecek değiliz, çünkü sekiz bin yıllık tarihimiz var! Amerikalıların tek bildiği, başkalarının topraklarını işgal etmek. Bu işe, üç yüz yıl önce Kızılderililerle başladılar. Üç yüz yıl, işte sizin geçmiş dediğiniz sadece bu. Acınacak haldesiniz yani, öyle değil mi?"
"Peki ya, Ormanın Kitabı'na ne dersin?
Rudyard Kipling
Rudyard Kipling
'in onu
İbn Tufeyl
İbn Tufeyl
'in Ceylanın Oğlu veya Ustası Olmayan Filozof romanından aşırdığını biliyor muydun?"
ABD'li Ali Cabbar :)
Rüzgârın kendine kadar savurduğu Barbara'nın fotografının arkasında, Prévert'in dörtlüğünü okuyor: Seni kucaklayan o adam Bütün aşkıyla Öldü mü kayıp mi yoksa yaşıyor mu hâlâ Ah Barbara Hayır, Thomas ona hiç bütün aşkıyla sarılmamıştı ama ölmüştü işte. Bir hiç uğruna, o kız için ölmüştü, bunun farkında bile olmayan o kız için ölmüştü. Bir kahraman da olmamıştı. Barbara, onun mezarına gidip hiç ağlamayacaktı. Selim'in yanağından bir damla yaş süzülüyor. Doğrusu, Thomas'ı tanıdığından beri sık sık ağlıyor. Bu olay, 2004 yılının Ağustos ayında, Bağdat'ın kenar mahallesi Sadr kentinde geçti. Daha o tarihte, Amerikan tarafında bin, Irak tarafında ise on iki bin ölü vardı.
Reklam
Her şey, kaybolan zamanı yakalama telaşı içinde hoyratça, hızla yapılıyordu
Öğrenciler küçük kümeler oluşturmuş, dünyanın bütün üniversitelerinde olduğu gibi neşe içinde şamata ediyorlardı. Selim onların gamsızlığına imrendi
"İnsanlar, genellikle, bulundukları yerden başka yerde olurlar," derdi Nebil. "Dünü, yarını düşünürler, bugünü hiç düşünmezler. İşte bu yüzden, hayatın enerjisini yakalayamazlar ve yine bu yüzden, pek az eylem doğru ve yerli yerinde olur. Zihindeki kargaşayı susturmak gerekir."
Her şeyden önce, o bir Amerikalı. Evet ama, aslında çok şey fark eder. Amerikalı olmasından önce Thomas bir insandı, duygusal bir insandı, aşıktı. "Tıpkı benim gibi," diye düşünüyor Selim
20 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.