Bağışlamak
Jacques DerridaEn Eski Bağışlamak Gönderileri
En Eski Bağışlamak kitaplarını, en eski Bağışlamak sözleri ve alıntılarını, en eski Bağışlamak yazarlarını, en eski Bağışlamak yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İş vermeye [armağana, bağışa] gelince kişi hep suçludur, hep kendini bağışlatmalıdır. Ve şunun bilincine vardığımızda bu çıkmaz daha da ağırlaşır: Eğer vermediğimiz, yeterince vermediğimiz için bağışlanmayı talep etmek [af dilemek] zorundaysak aynı zamanda, tersine, verdiğimiz için de suçlu hissedebiliriz ve dolayısıyla af dilemek zorunda kalabiliriz, [zira] verdiğimiz ve bir zehir, bir silah, bir egemenlik onayı, hatta kadir-i mutlaklık ya da tanınmaya çağrıya dönüşebilecek şey için bağışlanma söz konusudur. Vererek daima alırız ...
“Mersi” dediğimizde, “teşekkür” mü ediyoruz? Bana verdiklerin ve şükranla kabul ettiklerim için sana teşekkür ederim.
Yoksa “aman/merhamet/af” (merci) mı söz konusu? Senden aman diliyorum, senden “insafsız” (merciless) olmamanı talep ediyorum, bana verdiklerin için senden
af diliyorum, lütufta (grâce, ing. mercy) bulunduğun, bağışladığın için, bana ihsan etmen için senden tekrar dilediğim af için şükranlarımı (grâce, ing. thanks) sunuyorum vs. Aslında, başlarken olduğu gibi, bitirirken de, size pardon, mersi dediğimde size ne dediğimi asla bilemeyeceksiniz.
Bağışlama ha! İyi de onlar bizden hiç af diledi mi ki?
Bağışlamaya bir anlam ve varlık sebebi verecek tek şey, suçlunun ıstırabı ve terk edilmişliğidir.
Sayfa 29Kitabı okudu
Bağışlama ölüm kamplarında ölmüştür.
Sayfa 46Kitabı okudu
Öyle ki sanırım, hatta bundan eminim, hep kendimi bağışlatmalıyım, vermediğim, asla yeterince vermediğim, yeterince sunmadığım ya da sıcak karşılamadığım için bağışlanmayı dilemeliyim. İş vermeye [armağana, bağışa] gelince kişi hep suçludur, hep kendini bağışlatmalıdır.
Zira ünlemli olsun olmasın sırf “pardon” sözcüğünde bile, bir bağlamın gerektirmesi dışında hiçbir şey buna mecbur kılmasa da, bir kere apaçık tüm bir cümle, performatif [edimsel] bir cümle duyulur: Pardon! Affedersiniz, af buyurun, af buyur, affedin beni, rica ederim; affet beni, lütfen.
"Sevgi yasasının mutlaklığı ile kötücül özgürlüğün mutlaklığı arasında bütünüyle sökülmesi mümkün olmayan bir yırtık vardır. Kötülüğün akıl dışılığını sevginin kadir-i mutlaklığı ile uzlaştırmaya çalışmadık. Bağışlama kötülük kadar güçlüdür; ama kötülük de bağışlama kadar güçlüdür."