Le Carre’den okuduğum ilk roman #bahçıvan
Büyük ülkeler, güçlü şirketler, deneme tahtasına çevrilen yoksul halk özetle…
Aslında çok daha fazlası var kitapta…
Dev Batılı şirketlerin; yeni üretilen bir takım müstahzarların denenmesi ya da tüketim tarihi yakın olan ürünlerin “yardım kisvesi” adı altında dağıtımının sağlanarak vergiden muafiyetleri gibi konulara değinen kitapta, yine sosyal adaletsizlik gözler önüne seriliyor.
Kurbanlar yoksul halk…
Ya da yolsuzlukları araştıranlar…
Dudak uçuklatan cinsten.
Kitapla ilgili tek sıkıntı, bu kadar akıcı bir kurmacanın ( ???) bir o kadar zor okunuyor olması.
BahçıvanJohn Le Carré · Alfa Yayıncılık · 201518 okunma
Filmi ortalamanın üzerindeydi ama roman başarılı değil. Bir türlü konuya giremeyen, lafın etrafında dolaşıp duran, iyi başlasa da sonra gerileyen ve açılamayan bir halde ilerlemeden sayfa çevirttiriyor okura. John Le Carre'ın 3 romanını okumuştum daha önce. Onlarda da belirgin bir okuru dışlama durumu vardı ama yarım bıraktıracak kadar bezdirici değildi. 158 sayfa okuyup bıraktım.
BahçıvanJohn Le Carré · Alfa Yayıncılık · 201518 okunma
Bahçıvan, 2005 yılında beyazperdeye uyarlandı. Başrollerinde Ralp Fiennes, Rachel Weisz’in oynadığı, yönetmenliğini Fernando Meirelles'in yaptığı film pek çok dalda Oscar'a aday oldu.
Le Carré, insanoğlunun kendisine ve gezegene verdiği ve vermeye devam ettiği zararlara dair derin sorular soruyor.
Daily Mail
Le Carré’nin standartlarında en iyisi. Başka bir deyişle mutlaka okunmalı.
Sunday Telegraph
BahçıvanJohn Le Carré · Alfa Yayıncılık · 201518 okunma
Çıktığı dönemde okuduğum bir kitaptı.kitaptı. Justin'in eşini cinayete kurban vermesi ile başlayan,araştırmalar derinleştikçe kendisini de olayların içinde bulmasını merak ile okumuştum. Etkisinde kaldığım bir eserdi...
BahçıvanJohn Le Carré · Alfa Yayıncılık · 201518 okunma
Dağlar kararmakta olan gökyüzüne doğru yükseliyordu. Gökyüzü, hızla hareket eden bulutlar, ters ada rüzgarları ve şubat yağmurlarıyla yüklüydü. Kıvrımlı yol, çakıl taşları ve ıslak tepelerden gelen kırmızı çamurla kaplıydı.
Elena son bir kaç gündür söylemekte olduğu şeyi gizlice kabullendi: Justin'e deli gibi aşık olmuştu,bu yıllardır olmayan bir şeydi ve onun her an gidebileceğini düşünmek mutlak bir acı kaynağıydı.
İşlemediğin bir suç yüzünden kendini cezalandırmamalısın. Pek çok insan birisini kaybettiğinde böyle yapar ve kendine karşı haksızlık eder. Etrafımızdaki insanlara her an öleceklermiş gibi davranamayız, yoksa hiçbir yere varamayız.