Bakire ile Çingene
D. H. LawrenceBakire ile Çingene Sözleri ve Alıntıları
Bakire ile Çingene sözleri ve alıntılarını, Bakire ile Çingene kitap alıntılarını, Bakire ile Çingene en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ben sıradan insanlardan tiksiniyorum.
Ne kırmaları gereken bir pranga ne törpülenmesi gereken bir tutukevi parmaklığı ne de parçalanması gereken bir kol demiri vardı.Yaşamlarının anahtarları kendi ellerindeydi ve o noktada asılı, sallanıyorlardı.
Sayfa 28Kitabı okudu
Kafasının arkasında belli belirsiz bir düşünce vardı.
"Neden hepimiz bir mobilyanın geçici parçaları gibiyiz? Neden hiçbir şey önemli değil?"
Sayfa 63Kitabı okudu
Ezilmişler sınıfına özgü o belirgin bakıştı bu..Paryanın gururu, yasa adamlarına tepeden bakıp sonra kendi yoluna giden toplum dışına itilmişlerin o yarı hor gören başkaldırısı...
Sayfa 37 - Can KlasikKitabı okudu
"Aman boş ver saati! Acelen yüzünden hep bir şeyleri kaçırırsın zaten!"
Sayfa 29 - Turkuvaz Kitap
"Günlerin ne getireceğini asla bilemezsin."
Sayfa 13 - Turkuvaz Kitap
"Benim göremedikleri ve asla göremeyecekleri bir yanım var!"
Sayfa 58 - Turkuvaz Kitap
"Hapishane parmaklıklarını parçalamak, yaşamın keşfedilmemiş kapılarını açmaktan çok daha kolaydır."
Sayfa 24 - Turkuvaz Kitap
"Bugün halimden gayet memnunum, yarın da olacağım."
Sayfa 78 - Turkuvaz Kitap
"Yüreğin daha cesur olsun, yoksa onu kaybedersin."
Sayfa 93 - Turkuvaz Kitap
"İnsana uykuda bile rahat yok!"
Sayfa 45 - Turkuvaz Kitap
Evlilik..
İnsanın kuzu kuzu civciv kafesine düşmesi gibi bir şey.
Sayfa 89 - Can YayınlarıKitabı okudu
"Bir evde hiç yaşamamış, esmer bir adam var. Sana âşık. İnsanlar kalbini ayaklarının altına almış, eziyor, çiğniyorlar. Kalbinin üzerinde tepinmeyi sürdürecekler, ta ki sen kalbinin öldüğünü sanıncaya kadar. Ama bu esmer adam son kıvılcıma üfleyip ateşi canlandıracak, güzel bir ateș yakacak. Hem de harika bir ateş; göreceksin."
Sayfa 42
İnsanların yüreklerindeki hava da bayatlamış, sonunda kokuşmuştu.
Sayfa 47 - Can YayınlarıKitabı okudu
İnsanların ruhlarındaki havaysa öyle bayatlamıştı ki, iğrenç kokular yayacak hale gelmişti.
Sayfa 42