Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Zamanı Bunlar Bizim Bunlar Allah'ın Diye Bölebilir Misiniz?

Bana Dinden Bahset

Recep İhsan Eliaçık

Bana Dinden Bahset Gönderileri

Bana Dinden Bahset kitaplarını, Bana Dinden Bahset sözleri ve alıntılarını, Bana Dinden Bahset yazarlarını, Bana Dinden Bahset yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Keza kurbanın bu kadar yaygın olmasının sebebi nedir, hiç düşündünüz mü? Çünkü kurban antik Avrasya dinlerinin en temel ritüeliydi. Bir kurban ayininde Şaman ve Brahman en az dört saat ayin yaptırırdı. Dinin birinci şartıydı kurban... Yeni dinde ise (İslam) farz bile yapılmadı. Peygamberimiz iki defa kurban kesmişti, o da hacca gidemediği için! İyiden iyiye azaltılarak hac ile sınırlı hale getirilmesine rağmen kurbanın "neden bu kadar yaygınlaştığı" üzerinde düşünün biraz... Bunun da ele aldığımız konuyla (atalar dini) alakalı olduğunu görürseniz hiç şaşmayın... Keza kandil gecelerinin bu kadar yaygın olmasının sebebi nedir, hiç düşündünüz mü? Şeyhlerin, pirlerin, dedelerin, seyyitlerin, medyumların, cinci hocaların, okunmuş ayetlerin, türbelerin, yatırların, mezarların bu kadar revaç bulmasının nedeni nedir, hiç düşündünüz mü? Çünkü antik Avrasya dinleri ölmedi, yaşıyor. Ciddi bir karşılaştırma yaparsanız apaçık göreceksiniz. Bu ülkenin halkını da devletini de dindarını da laikini de diriler değil; ölüler yönetiyor. Yaşayan akıl ve vicdan değil; veli, şeyh, baba, dede ve ata ruhları yönetiyor.
Bir dinin hayattan çekilişi de işte böyle oluyor. Unutularak, metinleri kaybolarak, hafızalardan silinerek, bir daha ne göreni ne duyanı kalmayarak bir çekiliş değil bu... Okunarak, ezberlenerek, yazılarak, her yere asılarak, büyük saygı duyularak, çok satarak, çok konuşularak, tırlar dolusu dağıtılarak, salonlar dolusu dinlenerek ve fakat asla gereği yapılmayarak bir hayattan çekiliş...
Reklam
Halbuki bir adam namaz kıldığı halde imansız, bir kadın başı açık olduğu halde iman sahibi olabilir. Bir cüppe içinde ahlaksız, saçları arkadan bağlanmış bir kafanın içinde de asil ve erdemli bir düşünce bulunabilir. Artık namaz kılmak, oruç tutmak, hacca gitmek, başını örtmek vb. ritüel ve figürler iyi bir Müslüman olmanın değil; nereye, hangi kampa, hangi mahalleye mensup olduğunuzun göstergesi haline gelmiştir.
insan orucu değil; kendini tutar. Kendini tutmayı öğrenir. Oruçla bize bunun talimi yaptırılır
Demek ki insanda yaratılıştan var olan fıtrat, vicdan ve sağduyu Allah’ı bulabilecek güçtedir. Yeterki dondurulmasın, üzeri heva ve hevesle, batıl bağımlılıklarla örtülmesin. Vahyin esas amacı insanoğlundaki bu melekeleri harekete geçirmek, açmak, vurulduğu zincirlerinden ve bağlarından kurtarmaktır. İnsanoğlu bu sayede içindeki bu fıtri sesi dinleyecek ve Allah’ını bulacaktır.
Sayfa 283Kitabı okudu
Allah’ı, gecenin gündüze, gündüzün de geceye çevrilmesinde, güneş ile ayı emre amade kılmasında ve her birinin belirli süreye doğru akıp gitmesinde, gemilerin denizde nasıl akıp gittiklerinde yani açık tabiatta, yaşayan doğada ayetlerini göstermesinde aramazlar da cinde, peride, sırda, büyüde, tılsımda, kırklarda, yedilerde vs ararlar. O inandıklarına da Allah derler. “Cenâb-ı Hak”yani gözlerinin önünde ayetleri ile kendini gösteren gerçeğin ta kendisinden habersizdirler.
Sayfa 252Kitabı okudu
Reklam
“Biz insanı alaktan yarattık”
Allah insanı işte bu taşan tutkulu sevgiden, ilgiden, alakadan yarattığını söylüyor. Öyle ya bütün tutkulu sevgilerden yeni bir yaratılış çıkmıyor mu? Erkeğin dişiye; dişinin erkeğe tutkusu, toprağın tohuma; tohumun toprağa tutkusu, meyvenin ağaca; ağacın meyveye tutkusu/ilgisi/alakası… Demek ki her yeni oluş ve yaratılış yeni bir ilgi ve alakanın eseri…
Sayfa 241Kitabı okudu
...aslında insan orucu değil; kendini tutar. Kendini tutmayı öğrenir. Oruçla bize bunun talimi yaptırılır...
Sayfa 200Kitabı okudu
Demekki Kabe’yi ziyaret(hac) bir tapınak ziyareti değildir. Ev’e yönelmek, ilk Ev’i ziyaret, insanca hayatın nerede ve nasıl başladığını gidip yerinde görmek demektir.
Sayfa 196Kitabı okudu
Özü itibariyle İslam'ın ezeli ve ebedi şiarları iyilik, adalet, sevgi ve merhamettir; el kesmek ve sopa vurmak değil...
Sayfa 190Kitabı okudu
Reklam
Kendi çağında yaşamayanlar hüsrandadır! Kendi çağı zulümle, kötülükle doluyken önceki veya sonraki çağlardan medet umanlar hüsrandadır! Kendi çağının zulmüne kendisi karşı çıkmayanlar hüsrandadır! Kendi çağının zalimlerine yardakçılık yapanlar hüsrandadır!
Sayfa 184Kitabı okudu
Hz. Ebubekir halife olunca ilk söylediği neydi? "Sizin nazarınızda güçlü olan benim nazarımda zayıf olabilir. Benim nazarımda güçlü olan da sizin nazarınızda zayıf olabilir." Yani siz aşiret ağanızı güçlü görebilirsiniz ama eğer o yetim hakkı yiyorsa benim nazarımda güçsüzdür. Keza siz bir marabayı güçsüz görebilirsiniz ama onun hakkı elinden alınmışsa benim nazarımda güçlü odur. Ne asil bir söz! Çünkü bu dinin mantığı güç üzerinden değil; hak üzerinden işler.
Sayfa 139Kitabı okudu
Bilgiyi insanı yetiştirip geliştiren bir fazilet değil; güç vesilesi olarak görürler. İlahi bilgiyi de bu güce ulaşmak için isterler. Asıl dertleri ''Tanrı ile olmak'' değil, "Tanrı gibi olmak"tır. Allah’a değil güce taparlar.
Sayfa 133Kitabı okudu
Bir millet dibe vurduğunda içinden cesur yazarlar, haykıran şairler, yaratıcı sanatçılar ve muhalif alimler çıkaramıyorsa, o milletin tarihten çekilme sürecine girdiğine yani canının çıktığına hükmedebilirsiniz. Çünkü yazar düşündürür, şair heyecanlandırır, alim de ışık tutar, yol gösterir.
Sayfa 130Kitabı okudu
Bakınız, '' Din bir vicdanı işi'' değil: '' Vicdanla başlayan bir iştir. Kökünde sevgi ve merhamet, gövdesinde akıl ve vicdan, dallarında özgürlük ve adalet, meyvelerinde ise dünya ve ahiret mutluluğu vardır.
123 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.