Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Başkomser Nevzat: Tapınak Fahişeleri

Ahmet Ümit

En Beğenilen Başkomser Nevzat: Tapınak Fahişeleri Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Başkomser Nevzat: Tapınak Fahişeleri sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Başkomser Nevzat: Tapınak Fahişeleri kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Polislik yaşamında hiçbir şeyin tesadüf olmadığını öğrenmişti.
Kur yükseliyor, iyi para...
- Utanmıyor musun be adam, hiç bin dolar için adam öldürülür mü? +Ne yapayım Hakim Bey, damlaya damlaya...
Güncel Yayıncılık, 1. Basım, Haziran 2007.Kitabı okudu
Reklam
Dinler insanın çaresizliğinin bir sonucudur. Tarikatlar ise insanın çaresizlikten zavallılığa geçişidir.
Geceleri çalışmayı severim. Nedense geceleri insanların kirlettiği hava daha temiz oluyor gibi bir his taşıyorum.
Bak, ilk insanların kafası netti. Üç şeye tapardı, ateş, su, güneş… Bu üç şeyin ona hayat verdiğini keşfetmişti. İnsan daha doğadan kopmamıştı. Doğa ile bütünleşmiş bir şekilde yaşıyordu. Taptığı bu elementler hayattı ve elle tutulur şeylerdi… Sonra üç büyük din ortaya çıktı. Bu dinlerin doğayla bir ilgisi yoktu. İnsan düşüncelerinin söylemiydi. Düşünce ise muğlaktı, değişkendi. Bu dinlerin başka handikabı da onu ortaya atanların söyledikleri değil, ikinci, üçüncü ağızdan duyduklarımızdı. Bu da muğlaklığını arttırıyordu.
Bilimle dinin çatışması ona hep matrak gelmiştir. Bir taraf milyonlarca yılı araştırıp tartışıyor, öbür taraf 2000, 3000 yıllık mazisiyle tüm bunları yok etmeye çalışıyordu.
Reklam
Bugün İstanbul gibi bir metropolde gece tek başına bir kadının yürümesi vahşi bir ormanda yürümesinden daha tehlikelidir. Çünkü vahşi bir saldırının nereden geleceğini bilirsiniz ama medeni! bir saldırının nereden geleceğini asla bilemezsiniz.
Çağdaş dediğimiz insan, o arı insanların elle tutulur “Ateş, Su, Güneş” Tanrısını bırakmış, kendi bulduğu muğlak Tanrısını allayıp süslemiştir. Sonra bu Tanrının yolunda kendini kaybetmiştir. Tanrının yolunda kaybettiği kendini bulmak için yarattığı dinler yeterli gelmeyince, yine bu dinlerin uzantısı olan tarikatların rehberliği ile yolunu bulmaya çalışıyor.
Sanal şehirler yaratıyoruz… İçinde doğanın olmadığı, insanların yaşayamadığı metropoller yaratıyoruz.
Bugün İstanbul gibi bir metropolde gece tek başına bir kadının yürümesi vahşi cangıl bir ormanda yürümesinden daha tehlikelidir. Çünkü vahşi bir saldırının nereden geleceğini bilirsiniz. Ama medeni (!) bir saldırının nereden geleceğini asla bilemezsiniz.
Reklam
“Bugün İstanbul gibi bir metropolde gece tek başına bir kadının yürümesi vahşi cangıl bir ormanda yürümesinden daha tehlikelidir. Çünkü vahşi bir saldırının nereden geleceğini bilirsiniz. Ama medeni(!) bir saldırının nereden geleceğini asla bilemezsiniz. Çünkü o saldırı mutlaka insan zekasıyla donanımlı olacaktır.”
Sanal şehirler yaratıyoruz. İçinde doğanın olmadığı, insanların yaşayamadığı metropoller yaratıyoruz. Sonra yarattığımız bu sanal şehirlerde yaşam mücadelesi veriyoruz. Ve daha başında kaybettiğimiz bu savaşa dayanabilmek için kendimizi uyuşturup bu sanal dünyada inatla yaşamaya çalışıyoruz.
Bugün İstanbul gibi bir metropolde gece tek başına bir kadının yürümesi vahşi bir ormanda yürümesinden daha tehlikelidir. Çünkü vahşi bir ormanda saldırının nereden geleceğini bilirsiniz. Ama medeni(!) bir saldırının nereden geleceğini asla bilemezsiniz.
127 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.