İşte o an, ne denli korkutucu ve acı verici olursa olsun, aynı zamanda gerçek mutluluğu bulabileceğin tek yerin gerçeklik olduğunu anladım. Çünkü gerçeklik, gerçek. Anlıyor musun?
Medyanın bu milyarderin ölümünü neden o kadar büyüttüğünü ilk başta anlamamıştım. Sonuçta,insanların endişelenmesi gereken yeterince başka konu vardı. Süregelen enerji krizi. Felakete dönüşen iklim değişikliği. Gezegenin her tarafına yayılmış kıtlık, yoksulluk ve bulaşıcı hastalıklar. Devam etmekte olan yarım düzine savaş. Bilirsiniz işte; birlikte yaşamaya çalışan kedi-köpekler ve kitlesel histeri. Gerçekten ama gerçekten önemli bir şey olmadıkça haber bültenleri insanların interaktif komedilerini ya da pembe dizilerini kesip araya girmezdi. Yeni bir ölümcül virüsün ortaya
çıkışı ya da bir kentin daha nükleer bulutun içinde kaybolması gibi flaş haberlerden bahsediyorum. Ne kadar ünlü bir adam olursa olsun, Halliday'in ölümü en fazla akşam haberlerinde kısa bir yer tutmalıydı; böylelikle spiker, milyarderin varislerine kalan yüklü paradan bahsederken, avam kitleler de kıskançlık içinde kafalarını sallayabilirdi. Ama haberin patladığı nokta da buydu zaten. James Halliday'in bir varisi yoktu.
Üç gizli kapıyı açacak üç saklı anahtar
Kişinin sınanacağı bir macera başlatacak
Zorlukların üstesinden gelecek kadar maharetli olan
Ödülün kendisini beklediği Son'a ulaşacak
Toprak, kaynak ve uydurma tanrılarımız üzerine bir dizi savaşı da geçtikten sonra, gezegendeki bütün kabileleri ‘küresel bir medeniyet' oluşturacak şekilde yeniden düzenledik. Ama, dürüst olmak gerekirse, o kadar da düzenlenmiş ya da medeni değildi bu yeni dünya. Bu yüzden birbirimizle savaşmayı sürdürdük. Ama aynı esnada, bilimi keşfettik ve
Çok kısa sürede, “OASIS” ve “internet” eşanlamlı kavramlara dönüşmeye başlamıştı. Dahası,
GSS'nin ücretsiz olarak dağıttığı, kullanımı inanılmaz kolay OASIS İşletim Sistemi dünyanın en popüler bilgisayar işletim sistemi oldu, Kullanıma sunulmasının üzerinden çok da zaman geçmeden, dünyanın dört bir yanındaki milyarlarca insan her gün OASIS üzerinde çalışmaya ve oynamaya başlamıştı. Bu kullanıcılardan bazıları, gerçek hayatta bir kez olsun aynı kıtaya ayak basmadan,tanıştılar, aşık oldular, evlendiler. Kişinin gerçek kimliği ile avatarı arasındaki sınır gün geçtikçe bulanıklaşıyordu. Dünya, insan ırkının zamanın büyük kısmını bir bilgisayar oyununun içinde geçirmeye başladığı yepyeni bir döneme girmişti.