Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İlim, Sanat ve Panzehir Dergileri Başmakaleleri

Başmakaleler 3

Mahmud Esad Coşan

En Yeni Başmakaleler 3 Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Başmakaleler 3 sözleri ve alıntılarını, en yeni Başmakaleler 3 kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Oruç... akıl sultanını vücut ülkesinin tahtına, kudretli bir hükümdar olarak cülus ettirmektir.
Sayfa 184Kitabı okudu
Kültür bir milletin canı ve manevi hayatıdır; onu kaybeden ölür...
Reklam
"Edebiyat" sözünün de İslam kültürümüzde "edep" sözcüğünden türemiş olması çok dikkat çekici bir husustur. Halbuki Batı dillerinde onun mukabili olarak kullanılan "literatür" sözü, Latince menşeli olup "okumak" fiilinden çıkmıştır, ancak bizdeki "kıraat" sözüne karşılık olabilir.
Ecdadımız kılıçları ve canlarıyla hizmet verdiler, şimdi sıra kalem ve kafa ile hizmettedir.
Bizi düşman yıkmadı, yıkamazdı. Biz o muhteşem imanımızdan kademe kademe, derece derece uzaklaştığımız için kaybettik.
Mukayeseli Dinler Tarihi İlminin Önemi
Allah teâlâ, ilk insan topluluklarından beri her ümmete, doğru yolu gösterecek onları dalâletten kurtaracak haberciler, peygamberler, resuller beşir ve nezirler göndere gelmiştir. Bu mübarek insanlar ana fikir olarak halklarına hep aynı gerçekleri söylemişler, yani "İslâm"ı öğretmişlerdir. Nefis ve şeytanın, gaflet ve cehaletin
Reklam
Nefs, Akıl ve İmaN -İman, Eğer kör ve Nakıs Beşer Aklından çıkma,
Beşerî bir dine ve inanca dayanıyorsa onun da kıymeti yoktur. Çünkü beşer âcizdir, cahildir, zalimdir, nefs-i emmâre ile mualleldir, kendisine vehimler, zanlar, şüpheler, şeytanlar musallattır. İman ancak ilahî menşeli olursa bir değer ifade eder; çünkü Hâlık-ı zülcelâl, engin rahmet, sonsuz ilim ve hikmet, eşsiz kudret ve sanat sahibidir. Elbette her şeyin en iyisini, en doğrusunu, en güzelini O bilir ve O yapar. O halde tüm insanlar, eğer gerçeği ve kurtuluşu istiyorlarsa, nefsin elinde oyuncak olmaktan kendilerini kurtarmalı, nahvet ve kibirden geçmeli; eksik, uçarı ve kaypak akla takılıp kalmamalı, yüce yaratıcısını bulmalı, O’na teslim olmalı ve itaat etmelidir. Yorgun insanlığın gerçek huzur ve afiyeti, iki cihandaki selamet ve saadeti sadece bu tercihte, yani küfrü, gafleti ve inadı bırakıp İslâm’a girmekte ve sâfî imana sarılmaktadır. Başka çıkar yol olmadığını görenler, görmeyen ve bilmeyen yirminci. yüzyıl cahillerine bu gerçekleri var güçleri ve olanca imkânlarıyla anlatmaya seferber olmalıdırlar. Çare İslâm’dır ve İslâm’da nefsin tezkiyesi, aklın terbiyesi ve irşadı için de her türlü malzeme mevcuttur.
Nefs, Akıl ve İmaN- Akıl, iyi bir Alettir, ama ustaca kullanılmak ister.
Akıl, iyi bir Alettir, ama ustaca kullanılmak ister. Görüyorsunuz dünyada herkesin bir aklı vardır, ancak çoğunlukla zavallı, sakat ve yarım yamalak. Filozoflara bile bakınız, ne kadar çok, ne kadar farklı, ne kadar zıt fikirler ileri sürmüşlerdir. Bunca felsefî akım, ideoloji, beşerî sistem, fikir, kitap, teklif, kanun... Bunca asırlar geçmiş hâlâ insanlık için doğru düzgün bir nizam kuramamışlar. Bunlarla uğraşmak bile insanı boşluğa, nihilizme, inkâra, ümitsizliğe hatta cinnete götürür.
Nefs, Akıl ve İmaN Çağdaş toplumlar, yirminci yüzyılda gerçek bir cahiliyet devri yaşıyor. Bunca bilimsel ve teknolojik ilerlemeye rağmen çağın insanı mutsuz ve muzdarip, savaşlar, sömürüler, yalanlar, çılgınlıklar, zulümler, edepsizlikler, sefaletler, dengesizlikler, cinayetler, intiharlar, hastalıklar... İnsanlık özlediği huzur ve düzeni, eşitlik ve kardeşliği, insaf ve merhameti, anlayış ve sevgiyi nerede, ne zaman, nasıl bulacak? Bu sorulara cevap arayarak, etrafımızdaki insanları inceleyip; hayat felsefelerinin dayanaklarını, davranışlarının sebep ve saiklerini, faaliyetlerininin neden ve niçinlerini düşününüz; göreceksiniz ki bunların tümünü üç ana kaynağa irca etmek mümkündür: Nefs, akıl, iman. Nefs, insanın benliğidir; kendi keyif, zevk ve menfaatini düşünür; bu yüzden başkalarıyla hasım olur zıtlaşır, çekişir; bencildir, sorumsuzdur, ölçü ve sınır istemez, işin âkıbetini düşünmez; o sebepten kötülüklere akıp gider. Tembel, istismarcı, beleşçi, kibirli, kendini beğenmiş, ukala, huysuz, hasetçi, öfkeli, kindar, zalim, gaddar, vefasız, sabırsız, nankör... vesairedir. Ondan bu haliyle insanlığa hayır gelmez, hevâ-yı nefse uyan iflah olmaz, başarı kazanmaz, iki cihanda hüsrana uğrar.
İnsanlar, ömür boyu devamlı mutluluğa ermek için çabalar durur; onu, refahta, sıhhatte, makamda, rütbede, parada, evlenmede, eğlencede, güzel sanatlarda… arar ama tam olarak bulamaz. Çünkü mutluluğun aslı, ruhu tatmin eden doğru bir imandadır. İman olunca insan bütün maddî sıkıntıları metanetle göğüsler; iman olmayınca, en yüksek dünyevî imkânlara sahip olsa bile bunalımlardan kurtulamaz.
Reklam
Cennet yolu olduğu için ilme âşığız; Efendimiz: “Allah güzeldir, güzelliği sever.” buyurduğundan sanatın hayranı, kemalin, güzelliğin meftunuyuz.
En hayırlı ve en verimli yatırımın, “ilme sarf edilen” olduğunu biliyoruz. Kapitalist Batı ve komünist Doğu da ilme, araştırmaya önem veriyor, ama ruhsuz ve vicdansız bir şekilde… Bizim onlardan farkımız irfanda ve takvadadır.
133 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.