alsancak garı'na devrildiler
gece garın saati bela çiçeği
hiçbir şeyin farkında değildiler
kalleş bir titreme aldı erkeği
elleri yırtılmıştı kelepçeliydiler
çantasını karısı taşıyordu
hiç kimse tanımıyordu kimdiler
gece garın saati bela çiçeği
üçüncü mevki bir vagona bindiler
anlaşıldı erkeğin gideceği
bir şeyden vazgeçmiş gibiydiler
bir türlü karısına bakamıyordu
Aysel git başımdan ben sana göre değilim
ölümüm birden olacak seziyorum
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim
aysel git başımdan istemiyorum
benim yağmurumda gezinemezsin üşürsün
dağıtır gecelerim sarışınlığını
uykularımı uyusan nasıl korkarsın
hiçbir dakikamı yaşayamazsın
aysel git başımdan ben sana göre değilim
benim için kirletme aydınlığını
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim
ayaküstü birer bafra içtiler
gece garın saati bela çiçeği
şimdiden bir yalnızlık içindeydiler
karanlık geçmişi geleceği
birdenbire sapsarı kesildiler
vagonlar usul usul kımıldıyordu
Yere bilmem kaç köşeli bir yalnızlık atmış, üzerine bir balgam çivilenmiş, demek ki sarhoş : karanlığın bu sinsi celladını tanıyamıyor: yalnızlığı, yalnızlık önce kral. Sonra ve daima cellat...