Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ben Milletvekili İken

Çetin Altan

Ben Milletvekili İken Gönderileri

Ben Milletvekili İken kitaplarını, Ben Milletvekili İken sözleri ve alıntılarını, Ben Milletvekili İken yazarlarını, Ben Milletvekili İken yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
446 syf.
·
Puan vermedi
Türkiye'de Sosyalist Olmak
Çetin Altan, bu kitabında dört yıllık milletvekili anılarını, mecliste yaptığı konuşmaları ve karşılaştığı zorlukları anlatıyor. 1961 Anayasasının yürürlüğe gelmesiyle daha özgürlükçü haklar ve bu hakların korunması hukuk tarafından korunduğu garanti edilmektedir. Bu yolla sosyalistler ilk defa mecliste kendilerine yer bulabilmiştir, ancak azınlık
Ben Milletvekili İken
Ben Milletvekili İkenÇetin Altan · İnkılap Kitabevi · 200542 okunma
·
Puan vermedi
Türkiye İşçi Partisi (TİP)'in tarihi başarı kazandığı ve ilk defa bir "sosyalist" partinin TBMM'de 15 milletvekili ile temsil edildiği dönem TİP Milletvekili olarak meclise giren isimlerden biri olan Çetin Altan'ın milletvekilliği anılarını anlattığı kitap. Çetin Altan'ın dili oldukça akıcı, nüktedan ve okunması keyifli bir dildir. O yüzden okurken neredeyse hiç teklemedim diyebilirim. Ancak Altan'ın anılarında yaptığı yorumlara zaman zaman hak verirken, sonraki yıllardaki savrulmasını düşününce insan "nereden nereye" demeden de edemiyor.
Ben Milletvekili İken
Ben Milletvekili İkenÇetin Altan · İnkılap Kitabevi · 200542 okunma
Reklam
Memduh Erdemir (Devamla): Buyurun Sayın Başkan (Soldan gürültüler) Başkan: Lütfen susun efendim. (AP sıralarından 'Sözünü geri al' sesleri, sıra kapaklarına vurmalar, 'Satılmış herif' sesleri) Memduh Erdemir (Devamla): İşte muhterem arkadaşlarım, bu mektubun nasıl... (Gürültüler) Müsaade buyurun da anlatayım... İhsan Ataöv (Antalya): Satılık köpek, sözünü geri al. (Çok şiddetli gürültüler) Memduh Erdemir (Devamla): Otur yerine, satılmış sensin, oturunuz yerinize... (Soldan 'Utanmaz herif' sesleri, 'İn aşağıya' sesleri, ayağa kalkmalar, çok şiddetli gürültüler) Başkan: İdare amirleri, gidin vazifenizi yapın. Memduh Erdemir (Devamla): Müzakereye imkan verin ondan sonra... Müsaade buyurun. (Gürültüler) Ben vatandaşın söylediğini söylüyorum. Otur yerine. Bu kürsüden kimse indiremez beni. (Kürsüye doğru ilerlemeler) (Sabri Keskin, Esat Kemal Aybar, Talat Asal, Hamit Fendoğlu ve diğer milletvekilleri kürsüye hücum ettiler ve Memduh Erdemir'le yumruklaşmaya başladılar.) (Çok şiddetli gürültüler) Başkan: Oturuma 15 dakika ara veriyorum, arkadaşlar ayıptır... Şimdi bu sahneden sonra Türki,ye'de demokrasi ve politikanın ne olduğunu daha da iyi anlamak ister misiniz?.. İki yıla kalmadan Memduh Erdemir, AP'ye geçti ve AP sıralarında oturmaya başladı.
Sayfa 215 - millet partili bir milletvekilinin aplilerle johnsonon
446 syf.
6/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Mehmet Ali Aybar'ın Genel Başkanlığında 15 milletvekili ile meclise giren TİP'in o dönemki etkili konuşmacılarından Çetin Altan 1960 lı yılların sonuna doğru, parlamentoda yaşadıklarını anlatmış bu anı/kitabında. O dönemin sağ iktidar partisi olan AP'nin nasıl baskıcı tutumlar takındığını, mecliste bile söz ve düşünce özgürlüğüne nasıl tahammülsüzce yaklaştığını açıkça görüyoruz kitapta. Sosyalist fİkri parlamentoda despotlukla ve kaba kuvvetle bastırmayı tercih eden AP'nin, bu yöntemleriyle 70 li yıllarda meclis dışı sol mücadeleye de dolaylı olarak nasıl katkıda bulunduğuna da işaret ediyor.
Ben Milletvekili İken
Ben Milletvekili İkenÇetin Altan · İnkılap Kitabevi · 200542 okunma
Yeterli sermaye birikimini sağlayamamış, endüstri aşamasını yapamamış, sınıflararası asgari bir dengenin kurulmasına imkan olmayan bir ülkede burjuva demokrasisi yapmaya kalkmak, o ülkeyi demagoji tayfunları içinde perperişan ederek uyduluğa götürmek demektir. Nitekim bizdeki uydurma demokrasinin de sonucu bu olmuştur.
Sayfa 265 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Burjuva aristokrattan, küçük burjuva, gerçek burjuvadan bin kat daha beterdir. Fakat en beteri küçük taşra burjuvasıdır. Her türlü kaypaklık, salaklık, gaddarlık, görgüsüzlük ve kompleks bu sınıfın özünde katmerlendikçe katmerlenmiştir.
Sayfa 232 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Reklam
Turhan Feyzioğlu CHP adına siyasi affa karşı çıkıyordu!
Demirel 1965'te Meclis'te okuduğu hükümet programını şu sözlerle bitirmişti: "ileri, müreffeh, mamur, mesut bir Türkiye'yi hep birlikte yaratmak ve yaşatmanın; her biri memleket sevgisi ile dolu olarak bu tarihi Meclis'in şerefli mensuplarına nasip olmasını Cenab-ı Hak'tan niyaz ederiz." Demirel her konuşmasını bir dua ile bitirmeyi adet edinmişti. Ne çare ki, Tanrı, bu duaların hiçbirini kabul etmiyordu. Bes belli Demirel'in kendisini de politikada kullanma istediğini biliyor ve onu sık sık bozum ediyordu.
Sayfa 53
Milletvekilleri de halktan, bir bilmedikleri yaratığın birden Konuşmasını duyunca pek şaşırmış gibi bir eda ile söz açarlardı: "Arkadaşlar, halk yol istiyor; arkadaşlar, halk su istiyor... " Büyük keşifler olarak Meclis kürsüsüne getirilen bu istekleri ben kafamdan daha değişik kişilere göre çeşitlendirirdim: "Arkadaşlar Cumhurbaşkanı elektrik istiyor, arkadaşlar Başbakanlık Müsteşarı su istiyor, arkadaşlar Vehbi Koç yol istiyor ...
Sayfa 188
Meclis'te sık sık düşünürdüm, gerçekten biz millettekileri mi yönetiyoruz Türkiye'yi diye. Bütün o komisyonlar, genel görüşmeler, nutuklar, sataşmalar, önergeler bazen pek de önemli olmayan bir figüranlık gibi görünürdü gözüme. Çünkü bu gürültü patırtı arasında hükümet ne diyorsa hep onun dediği olurdu. Hükümet ise sadece başbakan demekti. Yani bütün bu hayhuy, aslında bir kişinin borusunu öttürmesi içindi. O borunun notalan ise belirli bir çıkar çevresinin anlayışına ve onun yarattığı şartlanmanın havasına göre ayarlanıyordu.
Sayfa 144
Ve dört yıllık Meclis hayatı içinde bir kere daha anladım ki, gerçekleri halkın kavrayamaması için bin bir türlü duvarlar örülmüş. Ve bu duvarların da üstünde yine aynı yafta: "Demokrasi. ...
Sayfa 70
Reklam
Politikacılık gerçekten beleşinden yaşama sanatıydı.
Sayfa 59
Mademki temeldeki suç kapitalistlerindi, öyleyse sosyalistlerdeki eksiklikler yüzünden doğan pürüzler de yine kapitalistlere aitti. Kimse demeçlerin çok uzun yazıldığına ve basına çok verildiğine bakmaz, sadece gazetelerin bunlar neden silme kullanmadığına kızardı. Bu bir kural idi
Sayfa 54
Yani bir yandan politikacılar birbirini tutmaz sözlerle yine birbirlerini manen dolandırırken, sivil polis, veznedar falan da Allah ne verdiyse, bütün Meclis'i dolandırıyordu. Ve bu hava içinde fırsat buldukça kürsüye çıkıp çıkıp bağırıyorduk: "Demokrasi o değildir, budur... " "Hayır demokrasi bu değildir, odur." Ve sonra tekrar kulislere doluşup birbirimize soruyorduk: "Maaşlar artırmıyorlar mı? " Maaşları henüz artırmıyorlar ama on beş bin liralık kredi açıyorlardı.
Sayfa 52
...Ama olaylar öyle gelişecekti ki Demirel sonunda iki buçuk milyardan fazla Sovyet yardımı alacak, bin küsür Sovyet teknisyeninin gelmesini sevinçle karşılayacak, Sovyetlerle karayollarından geçiş anlaşması imzalayacak ve Mig uçaklarına geçiş hakkı tanıyacaktı ... Ve bunun "istinat ettiği ana sebebin de coğrafi ve stratejik" mi olduğunu söylemeyecekti...(Nato ile beraberliğin coğrafik ve stratejik menfaat olduğunu söyleyen Demirel'e atıf yapıyor.)
Sayfa 39
Türkiye'de her şey ters olduğu için Parlamento'da sağ kanat partileri Bakanlık kürsüsüne göre sol tarafta oturuyorlardı. Onun için tutanaklarda iktidar partisinden gelen alkışlar yahut 'yuh'lar daima "Soldan alkışlar" yahut "Soldan gürültüler" diye geçmektedir
Sayfa 32
16 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.