Cengiz Aytmatov'un kitabını ilk defa okuyorum ve beğendim. Tabii çocuğun yani masumiyetin ölmesine üzüldüm. Biraz düşününce oradaki insanların semboller olduğunu anlıyorsunuz, hepsi bir duyguyu anlatmaya çalışıyor. Çocuğun saf, temiz ve insani duyguları okudukça şaşırtıyor. Nasıl bu kadar saf, temiz olabilir? diyorsunuz. Etrafında kötü insanlar da olsa o, masumiyeti ve iyi niyetiyle üstesinden geliyor ta ki çok sevdiği dedesi yaptığı/yapmak zorunda kaldığı bir şeyle gözünden düşene kadar. Tüm çocuklar gibi aslında: Masum, temiz, günahsız. Tek dostları isim verdiği taşlar, Kıvrak Mümin dedesi ve çantası. Dedesine o kadar değer verip güveniyor ki... Yaptığı bir hamleyle tüm değeri siliniyor gözünden. Ve babasının yanına dönmek ümidiyle çok sevdiği maviye, balıklara, gemiye gidiyor. Ah be yavrum! Keşke bekleseydin bilmiyor muydun balık olamayacağını? Okumayanlar hızlı olmalı, ağlamaya da gülmeye de!