Ara ara olarak sanırım 3 yada 4 defa okum ve hala aynı altı çizili duraklarda gözlerim dolup gelir.
Çeçenya serisi de abinin çok güzeldi, sanki kopuyorsun zamandan, mekandan. Olayın içerisinde onlarla oturup, kalkıyor, tebessüm edip, ağlıyorsun. Hüzün de bir, sevinçte.
Kitaptan alıntılar vermeyeceğim ama sadece bi bölümünde, en çok sarsan bir yönü de beni ;uzaktan seven o hanımdı. Sesiz, sedasız göçüp gitmesi. Tabutunu sevdiğinin omuzlaması, bir kürek toprak ta belki onun atması üstüne. Dolu dolu içindeymişsiniz gibi yazıyor demiştim ya tamda burada sanki benim üzerime atıldı o toprak hissettim. Sanki sabah ezanının ardına verilen sela bana aitti, camdan son kez bakan da bendim sanki!.. öyle güzel, öyle hüzünlü, güzel bir kitaptı. Kalemine sağlık abinin. (okadar da olmaz diyen olabilir belki ama bu kişiden kişiye değişir, kimisi hiç etkilenmez, kimisi de bi bakmışsın oturmuş ağlıyor)