Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Güven Erkaya - Taner Baytok Söyleşi

Bir Asker Bir Diplomat

Taner Baytok

Bir Asker Bir Diplomat Gönderileri

Bir Asker Bir Diplomat kitaplarını, Bir Asker Bir Diplomat sözleri ve alıntılarını, Bir Asker Bir Diplomat yazarlarını, Bir Asker Bir Diplomat yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Cehalet insanı korkak yapıyor ve bu yüzden müzakereden kaçıyoruz.
Yumuşama daha fazla dikkat, diplomasi ve yetenek gerektiren bir süreçtir.
Reklam
MGK, 28 Şubat kararları için malum çevrelerin tenkidine uğramaktadır. İşlerine engel olduğu için, MGK'ya sempati beslemeleri zaten beklenemez. Ama bu kararlarda Başbakan'ın, başbakan yardımcısının, bakanların hepsinin imzası var. Bunlardan bir tanesi dahi muhalefet şerhi koymamış, ancak sonradan işgal ettikleri mevkilerin ciddiyetiyle bağdaşmayacak şekilde, “Bize askerler baskı yaptı” diye kendilerini kamuoyları ve partizanları karşısında dahi küçük düşüren bir yönteme başvurmuştur.
Sayfa 270
MGK kararları tavsiye mahiyetindedir ve MGK bir nevi emniyet supabıdır MGK'da kararlar, her zaman oybirliğiyle alınmaz. Karara iştirak etmeyen muhalefet şerhi koyar, niye karara katılmadığını izah eder. Tavsiye kararı Bakanlar Kurulu'na bu muhaletef şerhiyle gider. Kararı uygulayıp uygulamamak hükûmete kalmıştır. Bir anayasal kurum, “Ben, şunları tehlike olarak görüyorum, şu tedbirlerin alınması uygun olur” demiş. Şimdi, sen başbakan ve hükümet olarak bu önlemleri almazsan ve bu yüzden memleketin başına bir dert gelirse, bunun mesuliyetini üzerine almış olursun. Kararı uygulamayabilirsin, ama faturasını da ödemeye hazır olmalısın. Halk sorar sonra sana bunun hesabını. Bu bir baskı mıdır, yoksa bir kontrol, doğruyu bulmakta yardım ve sorumluluğun paylaşılması mıdır? Dolayısıyla ben MGK’yı çok lüzumlu bir anayasal kuruluş olarak görüyorum.
Sayfa 269
irtica mgk gündemine nasıl geldi?
Ülkeye yönelik iç tehditte, PKK terörizmine, bir de irtica tehlikesi eklenmiştir. İrticaya arka çıkan bir siyasi parti iş başına gelince, işin boyutları büyümüş ve irticayı MGK'ya getirmek ihtiyacı doğmuş, bununla mücadelede alınacak önlemler konusunda hükûmeti uyarmak gerekmiştir. Halbuki 1923 senesinden beri var olan irtica tehlikesine karşı daha önceki hükûmetler, esasen kendiliklerinden gereken tedbirleri almışlardır. Refahyol'un iktidara gelmesiyle birlikte Refah Partisi'nin uygulamaları ve davranışları hem parti olarak, hem iktidar ve iktidarın başbakanı, bakanları, milletvekilleri olarak, hem belediye başkanları, yandaşları, yan kuruluşları, Millî Görüş Teşkilatı olarak su yüzüne çıkti ve korku yarattı. “Rejim tehlikeye mi giriyor?” diye sorulmaya başlandı. Böylece, MGK devreye girdi. İrticayı getirmek isteyenler, MGK'yı karşılarında bir engel olarak görünce, bu kuruluşa saldırmaya başladılar. Onu ortadan kaldırarak daha rahat at oynatmayı tasarladılar. At oyununa bir başka engel, doğrudan doğruya ordudan gelmekteydi. Bunun için, belki de en büyük öncelikli hedef olarak orduyu ele geçirme yoluna başvurdular. MGK'ya yönelik tenkitlerin perde arkasında işte bunlar var. Demokrasi, din ve vicdan hürriyeti, askerî müdahalesiz bir yaşam gibi ulvî amaçların arkasına saklanan kirli eller. işte bunlardır.
Sayfa 268
Reklam
Ordudan atılan subay ve astsubaylar Ertesi günkü şûra toplantısının gündem maddelerinden birisi, ordudan atılacak subay ve astsubaylarla ilgiliydi. Refahyol iktidarından önceki şûra toplantılarında da bu yolda kararlar alınmıştı. Bazı Silahlı Kuvvetler mensuplarının atılmaları kaçınılmaz oluyordu. Bu atılanlar, askerî hiyerarşiyi reddedip dinî yapılanmaya itibar eden, komutanlardan emir almayacaklarını, onların emirlerine uymayacaklarını açıkça söylemekten çekinmeyen, tarikat toplantılarını askerî görevlerinin önüne geçiren kimselerdi. Bunlar atılmadan evvel, senelerce takip edilmekte, dosyaları dikkatle incelenmekte ve bir yanlışlığa veya haksızlığa sebebiyet vermemek için azamî dikkat gösterilmekteydi. Ordudan atılan bu kimselere, Refah Partisi kol kanat geriyor, Refahlı belediye başkanları da iş veriyordu. Refah Partililer halk arasında, ordudan, namaz kıldıkları, eşleri türban bağladığı için atıldıkları propagandasını yayıyordu. Şimdi, şûra toplantısına bu havayla gelmiş bir başbakan vardı. Başbakan şûranın da başkanı. 70-80 kişinin atılması öneriliyor. Şûradan atılma kararı çıkarsa, tenkit ettiği şeye kendisi imza atmış olacak. Bunun bilinci içinde, yüzünü kurtaracak bir formül arıyor. “Bunları iyi inceliyor musunuz?" falan diyor. Genelkurmay başkanı bu sualleri genel ifadelerle cevapladı. Atılma nedenlerini ve gerekçelerini ortaya koydu. Ben de, irtica tehlikesiyle ilgili bir değerlendirme yaptım.
Sayfa 245
MGK hakkında
Bu kurulun demokrasiyle bağdaşıp bağdaşmadığı yolunda yürütülen tartışma, demokrasi postuna bürünmüş bazı köktendincilerin Türkiye'de laik rejimin tartışmasız en etkili savunucusu olan Silahlı Kuvvetleri ekarte etmek ve onu zayıf düşürerek kötü niyetlerine ulaşmak için önlerini açmak taktiğinden başka bir şey değildir.
Sayfa 241
Erbakan ve Refahçılar grubu, devleti uzun vadede ele geçirmek istiyorlar. Bunlar 2005-2010 arasında bu hedeflerine ulaşabileceklerini ümit ediyorlar. Fethullah Gülen de aynı yolun yolcularından. Onun kendisi için koyduğu hedef ise 2010-2015. Türkiye'de rejimi, seçilerek değiştirebileceklerini sanıyorlar...
Sayfa 240
Demokrasi uğruna ülke irticaya teslim edilemez Hiç kimse, yüzde 50'nin üstünde oy bile alsa, Türkiye'de demokrasinin kuralları uygulanacak diye, bir partinin şeriata dayanan bir İslam devleti kurmasına, demokrasiyi kullanarak ülkedeki laik rejimi değiştirmesine göz yumamaz. İcabında, demokrasi kurallarının dışına çıkılarak bu engellenir. Zaten bunu halk askerden ister. Aksine bir davranış karşısında ise, halk, “Ordu ne güne duruyor, bizi irticaya mı teslim edeceksiniz?” diye sorar. Elbette, temennim, ülkemizde işlerin bu raddelere gelmemesidir.
Sayfa 239
Reklam
güven erkaya;
irtica, Türkiye için, pkk terörizminden daha büyük bir tehlikedir
ocak 1996
ordudan atılanlar dahil şûradaki bütün kararlar Başbakan Erbakan'ın da el kaldırmasıyla, oybirliğiyle alınmış oldu.
Sayfa 247
güven erkaya;
batı çalışma grubu'nun mimarı keşke ben olsaydım, bununla iftihar ederdim
Sayfa 263
Güven Erkaya, Deniz Kuvvetleri komutanı ve Millî Güvenlik Kurulu üyesi olarak zirveye çıkan görevleri sırasında, bilhassa irtica tehdidi karşısında, ülkemizi uçurumun kenarına getiren kötü talihini yenmekte öne geçen ve öncülük eden tutumuyla dikkati çekti. Atatürk ilkeleri doğrultusunda kurulmuş olan Cumhuriyetimizin kalbinde 75. yıla girerken yaşanan sıkıntının giderilmesinde, en hayatî damar olan laiklikteki tıkanıklığın açılmasında önemli rol oynayan şahsiyetlerden birisi oldu. Erkaya, çabalarının sonuç vermek yolunda mesafe kat ettiğini, irticanın güvenliğimize yönelik en büyük tehdit olduğu gerçeğinin hükümetlerimizce de kabul edilip gerekli siyasí ve hukukî önlemlerin alınmasına girişildiğini gördükten sonra, 1997 senesinin ağustos ayında emekliye ayrıldı.
Sayfa 7 - önsöz'den
genelkurmay'ın ışık yakma taktiği
Erbakan, “Seçime gidilsin' diyerek koltuğunu Çiller'e devretmek üzere görevi bırakır. Demirel de hükümeti kurmak görevini Çiller'e değil, Mesut Yılmaz'a verir, hükümeti o kurar. Bu taktiğin başarıyla sonuçlanabilmesi için Genelkurmay ve Kuvvet Komutanlıkları karargâhlarında daha çok ışık yakalım ve konuşmalarımızın dozunu daha da artıralım” dedim.
Sayfa 257
26 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.