“Hepimizin bir penceresi var. İçeriden dışarıya bakmak için. İçeriyi dışarıdan, içimizi dışımızdan ayırmak için. Nemi, sıcağı, kokusu, tozu beni hapşırtan İstanbul’dan korunmak için. Dünyayı her günün sonunda şaşmadan saran karanlıktan kaçmak için. Kara gökyüzüne tabak gibi asılı ayla ve onun seyrettiği huzursuz şehirle aramızda ince bir cam var.”
Sayfa 18