Bir Çocukluk Nevrozu Hikayesi kitaplarını, Bir Çocukluk Nevrozu Hikayesi sözleri ve alıntılarını, Bir Çocukluk Nevrozu Hikayesi yazarlarını, Bir Çocukluk Nevrozu Hikayesi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Daha doğrusu, deneyimsizliğimiz yüzünden azla yetinmesek ve her şeyi bütünüyle kavramak mümkün olsa, tek bir olguyla da her şeyi anlamak mümkün olabilirdi.
Çoğu kez analizin sonuna yaklaştıkça birden bire daha önce titizlikle gizlenmiş yeni bir anı çıkar ortaya. Ya da umursamaz bir ifadeyle, gayet önemsizmiş gibi sıradan bir şey atılır ortaya. Buna artık doktorun dikkat kesildiği bir şey eklenir ve sonunda önemsenmeyen o kırıntıda hastanın nevrozunu çepeçevre saran önemli gizlerin kapısını açan anahtarı görürsünüz.
Dışkıdan sevilen biri adına feragat edilmesi kastrasyonun ilk örneği, sevilen kişinin lütfunu kazanmak için kendi bedeninin bir parçasından ilk feragattir.
Çocukların yasaklar karşısında benzer bir davranış sergiledikleri bilinen bir şeydir; örneğin dayanılmaz bir gürültü çıkardıkları için azarlandıklarında, gürültüye son vermeden önce yasaklanan şeyi bir kez daha tekrarlarlar. Böylece herhalde yasağa meydan okumuş ve kendi istekleriyle vazgeçmiş olurlar.
''Örneğin dayanılmaz bir gürültü çıkardıkları için azarlandıklarında, gürültüye son vermeden önce yasaklanan şeyi bir kez daha tekrarlarlar. Böylece herhalde yasağa meydan okumuş ve kendi istekleriyle vazgeçmiş olurlar.''
"Daha doğrusu, deneyimsizliğimiz yüzünden azla yetinmesek ve her şeyi bütünüyle kavramak mümkün olsa, tek bir olguyla da her şeyi anlamak mümkün olabilirdi."
Bu fanteziler, büyük, onurlu, kibirli bir ulusun kurulma aşamasındaki önemsizliğini ve başarısızlıklarını örtmek için destanlar, mitler yaratmasıyla aynı yolu izliyordu.
Kız kardeşinin ölümünden bir süre sonra, öldüğü yere kısa bir seyahat yapmış ve orada bir zamanlar kendisinin idolü olan büyük bir şairin mezarını arayıp bulmuş ve mezarın başında gözyaşlarına boğulmuştu. Bu tepkisi kendisine de tuhaf gelmişti çünkü çok beğendiği şairin ölümünün üzerinden iki insan ömrü kadar vakit geçtiğini biliyordu. Bunun ne anlama geldiğini ancak babasının, kız kardeşinin şiirlerini bu büyük şairin şiirleriyle karşılaştırdığını hatırlayınca anlayabildi. Şaire yöneldiğini zannettiğimiz bu bağlılığın altındaki gerçeği anlamama yarayan bir başka işaret de, hastanın hikâyesinde, o anda farkına vardığım bir yanlış bilgiydi. Daha önce sık sık kız kardeşinin kendini vurduğunu söyleyen adam, daha sonra bu bilgiyi düzeltmek zorunda kalmış ve kadının zehir içtiğini söylemişti. Oysa şair silahlı bir düelloda vurularak ölmüştü.