Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bir Kırık Segah

Kâmil Erdem

Bir Kırık Segah Sözleri ve Alıntıları

Bir Kırık Segah sözleri ve alıntılarını, Bir Kırık Segah kitap alıntılarını, Bir Kırık Segah en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Araları yeşil yosun bağlamış, iki bin yıldır gelip geçen bütün yıldızları seyretmiş, üstünden binlerce kertenkele geçmiş surun en kara taşı beni çağırıyordu, gel, gel hele otur, soluklan diyordu, bu öfke, bu çatık kaş, bu soluk çehre niçin diye soruyordu. Geri çevirmedim davetini. Bağdaş kurup oturdum kara yüzüne. Aşağılardan homurtu-inilti
Sayfa 31 - Kapalı HavaKitabı okudu
Yukarıya, odaya çıkıp parkamı giydim, battaniyeyi yatağa örttüm, sağını solunu düzelttim, aklımdan iyi şeyler geçirdim, küçükken yazın Kur'an öğrenmek için gittiğim kurs Cedit Camii'nin arkasındaydı, bir avludan, duvara dayalı bir örnek tabutların arasından geçilip gidiliyordu, kavak ve çam kokuyordu avlu, bazen itti-bitti oynuyorduk, tabutların arkasına saklanıyorduk Düriye'yle, Düriye'nin basma entarisi vardı, kırmızı, sabun kokan, işte o kursta "şol cennetin ırmakları"nı söylüyorduk, hocaya cennette de gökyüzü var mı diye sormuştum, bana biraz uzunca bakıp, var demişti, ben de öbür dünyayı hep bir kalenin dibinde, ortasından dere akan yeşil, ağaçlıklı, mavi gökyüzünün altında çadır filan kurulabilen serin bir yer olarak, Hasankale'de çermiklerin bulunduğu düzlük gibi düşünmüştüm, ölümden hiç korkmamıştım. Taner, or'da mısın? diye sordum Taner'e. Yanıt yerine içimi çektim. Taner'i haber verdiklerinde, birden ölümden korkmam gerektiğini anlamıştım. Kiminin sağ yumruğunun, kiminin sol yumruğunun havada olduğu anma toplantısında biraz katılaşmış, sağırlaşmış bir biçimde arkalarda durmuştum, kargaların söğütlere, akasyalara konup kalkışını izlemiştim, Köroğlu'nu çaya tepen Mustafa Bey'i dinleyip, çalıp söyleyip, yorum yaptığımız o son geceyi düşünmüştüm. Çaya tepme olayını gözümüzde canlandırmış, gülmüştük. Birkaç gün sonra, kendi adlandırmasıyla "kırsala geçecekti." Ertesi sabah yurttan taşınmıştı, sarılmıştık birbirimize son kez. Kiziroğlu Mustafa Bey'lere karıştı, kayboldu, kırların koynunda kaldı Taner.
Sayfa 26 - Kapalı HavaKitabı okudu
Reklam
Müşterilerden bazıları beni memur sanıyor. Memur Bey diye hitap ediyor. Memur olmak çatık kaşı, ciddiyeti, devlet kibrini gerektirir. Son yıllarında beş vakit namaz kılmaya da başlayan amcamdan öğrenmiştim bunu. Kirli büyük kulelerde oturmaya alışmış, türlü kurnazlıklarla içli dışlı, etli eltilerle çok iyi anlaşan sarışın bir amcaydı. Amcalarım abilerim çoktu ve nedense babamı aralarından çıkarmışlardı, muhafaza edememişlerdi, ben küçüktüm yatılıya yollanmıştım, yatakhanelerimiz soğuk, beyaz takkelerimiz kirlice ama tilavetim takdir görmüş idi. Her ne ise. Bazen böyle daldığım oluyor. Mekanikleşiyorum. Melekelerimle deviniyorum. Müşteriler bir tuhaflık seziyor mu bilmiyorum.
Sayfa 11 - MenfezKitabı okudu
İlk müşteriyi önemserim. İşimin rast gidip gitmeyeceğiyle ilgili önyargılar edindim. Bu yüzden paraları düzgün istiflerim. Atatürkler daima yukarı gelir. Düşünmeyi bırakıyorum çalışırken dedim ama, anlık şeyler de geçmiyor değil aklımdan. Misal köpeğe niye öyle dedim sabah, çünkü köpeklerin boyuttan haberleri yoktur. Küçücük bir fino, koca bir
Sayfa 10 - MenfezKitabı okudu
... kimse şairlerin sesini duymaz. Kimse kimsenin yalnızlığını tanımaz.
" Zaten kimse şairlerin sesini duymaz. Kimse kimsenin yalnızlığını tanımaz. Kim bilir, belki farkında olmadan işlenen günahlardan dolayı ilençlenmiş kırmızı alandır yalnızlık, oraya sürgüne gönderiliriz."
Reklam
Hikmet Bey'in tayini çıkmıştı o kasabaya. Sürgün gibi bir şeydi. Uyku tutmamıştı o gece. Gençti. Zaman kıymetsizdi.
Sayfa 47 - Akşam YemeğiKitabı okudu
Tuhaf. Hiçbir şey anımsamıyor. Akşam gibi, hep akşam gibi. Zalim. Yapayalnız. Kimin ne yaptığını bilmemek. Bilmek niye bu kadar önemli?
Sayfa 36 - SeyahatKitabı okudu
Geri141
419 öğeden 411 ile 419 arasındakiler gösteriliyor.