Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Batıda Seküler Düşüncenin Gelişimine Katkı

Bir Türk Casusunun Mektupları

Aytunç Altındal

En Yeni Bir Türk Casusunun Mektupları Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Bir Türk Casusunun Mektupları sözleri ve alıntılarını, en yeni Bir Türk Casusunun Mektupları kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Brauch Spinoza"
"Spinoza ölüm döşeğinde yatarken yanı başında sadece üç dostu vardı. Ailesinden hiç kimse -ne erkek kardeşi ne de tüm servetini 20 yaşındayken bağışladığı kız kardeşi- yanına ve yardımına gelmemişti. Ölmeden birkaç dakika önce tek serveti olan sağ elindeki Şövalye Yüzüğünü (Signet Ring) çıkartıp başucunda duran yardımsever dostuna uzattı. Bu bir emanettir, dedi. Spinoza'nın yüzüğünün üstünde şifreli bir yazı vardı ve açılımında Latince bir kelime çıkmıştı: CAUTE. Bu kelime Alşimistler tarafından kullanılan bir şifreydi ve İKAZ ET, UYAR ve DİKKATLİ OL demekti. Caute yazısının çevrelediği alanın içinde HAÇ şeklinde stilize edilmiş sembolik bir GÜL vardı. Spinoza'yı kısacık ömrüne sığdırdığı o büyük, tehlikeli ve zorlu entelektüel serüveninde korumuş, kollamış ve desteklemiş olan göze görünmeyen dostları Gül ve Haç Örgütü'ndeki Alşimist Kardeşleri olmuştu."
Sayfa 120 - 'Gül Haç Kardeşleri'Kitabı okudu
"Memlükler Müslümandılar ve bunların soylularına 'Burjit' denilirdi. Burjitler, Haçlı istilası sırasında Konstantiniyye yağmalanırken çok değerli elyazması eserleri kaçırarak saklayabilmişlerdir. Dolayısıyla da daha sonra Memlûk Devleti bu öğretileri devlet eliyle koruyan ve kollayan o dönemin tek egemen gücü olmuştur."
Reklam
Baruch Spinoza ve Gizli Bilimler
Stoacıların en yaygın bilinen sloganı, HER ŞEY TABİATTADİR, TABİATIN İÇİNDEDİR, HER ŞEY ÖNÜNDE SONUNDA TABİATA DÖNER, şeklindeydi.
Sayfa 112Kitabı okudu
Newton'un Tanrı'yı kavrayışı Kilise Öğretilerine ve Dogmalarına tamamen karşıt, nevi şahsına münhasır bir algılayıştı. Newton'un Tanrısı, Baron d'Holbach'a göre (deklare bir Ateist) şöyleydi: "Newton'un Tanrısı, Hıristiyan Tanrıbiliminin vaaz ettiği Tanrı'dan çok farklıdır. Yahudilik ve Hıristiyanlıkta Tanrı, Güçlü ve Egemen bir erkeğin yansıması olarak sunulmuştur. Oysa Newton Tanrı'yı fenomenler dünyasında Mutlak Mekân'ın kendisi olarak görüyordu."
Sayfa 96 - Felsefî Mutlak Mekân kavramı pozitif anlamda Yokluk (Nothing) demektir.Kitabı okudu
Hermetik kelime anlamıyla bir de Mühür demektir. Bu bağlamda kullanıldığında 'dışanya sır sızdırmayacak kadar muhkem şekilde mühürlenmiş olan ' anlamına gelir. Hermetizm'de sırlar sadece SIRDAŞ olanların arasında paylaşılır.
Reklam
Yobaz radikaldir. Hiçbir karşı görüşü, anlatımı ve veriyi dikkate almaz, kendi ezberini tekrarlar durur. Yobaz demagog ve mitomandır. Söylediği yalanları gerçek sanır. Eleştirileri dinlemez ve eleştirenleri eline geçirdiği ilk fırsatta en gaddar yollardan cezalandırarak kendisinin ne denli büyük olduğunu göstermeye çalışır. Başarılı olabilirse kendi bilgisizliğini yaygınlastırabilir ve her tarihsel, toplumsal, ekonomik, siyasal, kültürel ve dinsel gerçeği çarpıtmaya başlar. Sonra ne mi olur? Yobaz eğer devletin tepesine sıçrayabilmiş biriyse vatanın parçalanmasına ve ulusun dağılmasına neden olur. Düşman ülkeler daima böyle yobazların rakip devletin başına gelmesini sağlarlar
- Öncelikle belirtilmesi gerekir ki her cahil (kişi) mutlaka yobaz olmak zorunda değildir. Yobaz eğitimli de olabilir. Cahil eğitilebilir ama yobaz eğitilemez. Yobaz eğitimli olduğu halde bilgisiz ama keskin kanaatlere (opinions) sahiptir. Hemen her konuda bu kanaatlerini dışa vurmak ihtiyacını duyar ve kendi bilgisizliğini çoğunlukla yanlış
- Özellikle Rönesans ve aydınlanma çağında büyük keşiflere ve teknik gelişmelere imza atmış bilim adamlarından çoğunun gerçekte ATEİST oldukları hep söylenmiştir ama bu kesinlikle doğru değildir. Başta İsaac Newton olmak üzere şu ünlü Charles Darwin de dahil ateist olarak yaftalanan bilim adamlarının neredeyse tamamı inançlı kişilerdi. Onları
- Paganlar için din yoktu. Diğer bir deyişle paganlar inançlı kişilerdi ama dindar değillerdi. Çünkü iman sahibi değillerdi ve buna gereksinim de duymuyorlardı. İnançlı olmak onlar için yeterliydi. Yahudilikte olduğu gibi Tanrı ile Abraham‘In yaptığı gibi bir mukavele (sözleşme) imzalamış değillerdi. Paganlar için göze görünmeyen varlıklar vardı
Reklam
- Tek-Tanrıcı Dinlerde ise her şeyin asli mülkiyeti Tek-Tanrı‘dadır. O nasıl istiyorsa her şey ve herkes O‘nun isteği doğrultusunda doğmak, yaşamak ve ölmek zorundadır. Mülkiyet hakkı insanlarda olunca otorite tesis etmek ve Yasa, Kural, Yönetmelik koymak hakları da insanlarda olmuştur, Tek Tanrı'da değil. Eğer Tek-Tanrı’ya iman etmişseniz öncelikle işte bu Mülkiyet-Hakkı‘nın gerçekte KİME ait olduğunu çözümlememiz gerekir. Yahudiler bu sorunu Mülkiyet‘in kayıtsız şartsız JAHWEH'de olduğunu öne sürerek çözmek istemişlerdi. Bu da doğaldı. Çünkü o dönemlerde yahudilerin hiçbir mülkiyeti yoktu , topraksız ve yurtsuzdular. Topraksız ve yurtsuzsanız var olan her şeyin mülkiyetinin göze görünmeyen bir Tanrı’ya ait olduğuna öne sürmek kolaydır. Bakın o dönemlerde topraksız ve yurtsuz olan Yahudiler 20. yüzyılda kendi kutsal kitaplarında yer alan bu mülkiyet yasasını kullanarak gerçekte Filistinlilere ait olan toprakları işgal ettiler ve böylece toprak ve yurt sahibi oldular ama 2010 yılında İsrael'deki her şeyin JAHWEH‘e ait olduğunu ve bu malların ona iade edilmesi gerektiğini söylersiniz Siyonistler size derhal bir iyilik yaparlar!
- Ancak Tek-Tanrıcı dinler olan Yahudilik , Hristiyanlık ve İslam‘da bol bol İman‘dan söz edilmiştir ve insanların sadece Tanrı’ya inanmalarının yetmeyeceği ona aynı zamanda İMAN edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Bu üç dinde ilke şudur: Aklın durduğu yerde İman başlar. Eğer kişi imanlı ise akla ve aklın kaçınılmaz olarak kişiye hatırlayacağı Kuşku‘ya yer yoktur. İnanç‘ta Kuşku rol oynar ama konu İman ise Tanrı’ya kuşkuyla iman edilmez. İşte bu nedenle Sekülerlik (Dünyevilik) sorunsalı tam olarak kavrayabilmek için konuya mutlaka İnanç ve İman arasındaki dolaylı dolaysız bağları anlamaya çalışmakla başlamak gerekir.
34 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.