Kızılordu'dan Kafkas Milli Lejyonuna

Bir Türk'ün 2. Dünya Harbi Hatıraları

Cabbar Ertürk

Öne Çıkan Bir Türk'ün 2. Dünya Harbi Hatıraları Gönderileri

Öne Çıkan Bir Türk'ün 2. Dünya Harbi Hatıraları kitaplarını, öne çıkan Bir Türk'ün 2. Dünya Harbi Hatıraları sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Bir Türk'ün 2. Dünya Harbi Hatıraları yazarlarını, öne çıkan Bir Türk'ün 2. Dünya Harbi Hatıraları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Fuat beyin Alman esaretinde veya Alman gönüllü birliklerindekilere ikinci bir yardımı ise, harp yıllarında yayınlanan o günlerin milliyetçilik duygularını sahifelerinde yayınlamaktan çekinmeyen, hatta dış Türklerine karşı ilgisizliğinden dolayı Saraçoğlu ve dolayısıyla İsmet Paşa'yı bile uyarmaktan çekinmeyen Tasvir gazetesinin sahibi ve eniştesi olan büyük Türkçü Ziyad Ebüzziyad Bey'i konu hakkında sürekli bilgilendirmesiydi. Daha sonraki sahifelerde bu hususta ve Ziyad Ebüzziya'nın onbinlerce felaketzede Türk'ün Türkiye'ye gelerek yerleşmesini, yadellerde sürünmekten kurtulması hakkındaki hizmetlerini yazacağımdan bu bahsi ve Fuat Bey'in hizmetlerini şimdilik daha sonraya bırakıyorum. Buna rağmen Fuat Bey'in biz felaketzede Türklerin Türkiye'ye olan bağlılığımız ve Türkiye sevgisi hakkındaki bilgileri büyük elçilik kanalıyla Türkiye Dışişleri Bakanlığı'na bildirmesi, takdirle karşılanmış olacak ki harpten sonra bu değerli münevveri Berlin sefaretinde basın ateşesi olarak görevlendirmiş oldular.
Almanlar tarafından kurtarılan Lettonya, Litvanya ve Estonya ise büyük sevinç içindelerdi. Yine müstakil devletlerini kuracaklarını düşünmekteydi. Fakat Almanların bunların devletlerini yeniden kurmalarına müsaade etmeyerek Baltık devletlerine, Ostland (Doğu vilayetleri) ismini takması bunları da hayal kırıklığına götürmüştü. Sovyetler Birliği'nde Almanların ilk işgal ettikleri bölge kırk milyonluk Ukrayna ve Beyaz Rusyaydı ve bu bölge halkı Almanları şükran sevinci işareti olarak tuz ve ekmekle karşılamışlardı. Bir müddet sonra Almanya'ya işçi olarak götürülen kız ve erkekler ellerindeki Alman bayraklarını dalgalandırarak (Hay Live Nemesçina) Yaşasın Almanya diye bağırıyorlardı. Fakat Almanya'ya geldikten sonra hayal kırıklığına uğradılar. Bunları özel ve kapalı kamplara yerleştirdiler, yakalarına OST ARBEİTER -doğulu işçiler yaftası takdılar. Silahlı jandarma muhafızlarla fabrikaya götürüp getirdiler, kendilerine verilen yemekler esir kamplarındaki kadardı. Artık bunlarda da Almanlara karşı sevgi kalmamıştı. Sovyetlerdekinden daha kötü bir durum ve muamele içine düşürülmeleri bunları da Almanya'ya düşman yapmıştı. Bunlar artık yaşasın Almanya diye bağırmak yerine, bizimkiler gelerek bizi kurtaracaklar diyerek yumruk gösteriyorlardı. Alman devlet adamları Almanya'ya olan inanç ve sevgiyi yok etmişlerdi. 1942 senesinin yazından itibaren artık Kızılordudan kimse Almanlara iltica etmek istemiyordu. İlticalar durduğu gibi direnme de artmıştı. Bunun sebebi ise Almanların işgal ettikleri bölge halklarına gösterdikleri şiddet ve esir kamplarındaki imhaydı.
Reklam
Siz kahraman bir milletsiniz, bugün tek başınıza İngilizler'e, Amerikalılara, Fransızlar'a ve Ruslar'a karşı savaşıyorsunuz. Müttefikiniz olan kırk milyonluk İtalya size beklediğiniz yardımı yapamadı. Afrika'da bile kendini savunamadı ve Mareşal Rommel kumandasında bir kolordu ile ona yardıma koştunuz. Ayrıca, Romenlerden de
Kafkas İslam Ordusunun silinmez izi
Türkiye'ye gelmeden önce Kahire'de bulunduğum sırada, Kahire'ye gelmiş olan Enver Paşa'nın kardeşi Nuri Killigil Paşa ile tanışma fırsatını buldum. Nuri Paşa, Azerbaycan'ın kurtarıcısı ve 1918 senesinde Azerbaycan milli cumhuriyetinin kurulmasında emeği geçmiş bir Türk paşasıydı. Sovyetlerin dağılmasından sonra bugün
Azerbaycan Türkiye'nin askeri varlığına muhtaçtı. Zira yüz seneye yakın Rus işgali altında kalan Azerbaycan ve ikiyüz seneyi aşkın bir zamandan beri Rus çizmesi altında inleyen diğer Türkilleri askeri eğitimden uzak tutulmuştu. Subay okullarına alınmamışlardı, subayı bulunmayan ve askeri terbiyeden uzak tutulmuş bir millet ise, ne kadar
Pan-Slavizm'den Rusizasyon'a...
Almanlar Çekoslavakya'yı bölüp parçaladığı, Prag'la birlikte bütün Çekiyayı kendi idaresi altına aldığı zaman, Polonyalılar da Çekoslavakya'ya karşı bir hakekatta bulunmuş, hattâ bir çok bölgeleri Polonyaya bağlamışlardı. Polonya ile Almanya resmen sınır komşusu haline gelmişlerdi. Almanlar'ın Polonya ile de görülecek hesapları
Reklam
280 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.