Bir Zamanlar Europa'da kitaplarını, Bir Zamanlar Europa'da sözleri ve alıntılarını, Bir Zamanlar Europa'da yazarlarını, Bir Zamanlar Europa'da yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Edmond yerde kanatlarını açmış bir kartal gibi yatıyordu. Hiçbir kıpırtı yoktu.
Ancak savaş alanını görmüş biri, kanatlarını açmış kartal gibi yatan çobanın tepesindeki yıldızların tam kayıtsızlığını hayalinde canlandırabilir. Bu kayıtsızlık yüzünden aşkı ararız."
𝓑𝓲𝓻 𝓩𝓪𝓶𝓪𝓷𝓵𝓪𝓻 𝓔𝓾𝓻𝓸𝓹𝓪’𝓭𝓪- -𝓙𝓸𝓱𝓷 𝓑𝓮𝓻𝓰𝓮𝓻
İꪀᥴꫀꪶꫀꪑꫀ
”Onların Emeklerine” üçlemesinin ikinci kitabı olan Bir Zamanlar EUROPA’da, Fransız köylülerinin toprağa bağlılıkları dışında yaşamlarını, iç çekişmelerini ve aşklarını okuyoruz. Toprağını satmayan babadan, manganez fabrikasının tehlikesine kadar bir çok konunun işlendiği kitap, yazarın mükemmel anlatımıyla okuyanı kitaba hapsediyor. Hikayeler o kadar etkileyiciydi ki, yaşanılan hikayenin bir tarafında kendinizden bir şeyler bulabiliyorsunuz. Kitap, giden hiçbir şeyin, başka bir güç ile getirilemeyeceği ve yaşam biçiminin değişmesi ile insanın oraya ait olduğunu hissettiriyor. Ayrı zamanda çok sevdiğim yazar olan John Steinbeck’in romanlarına çok benzettim. Farklı coğrafya olsa da, benzer hikayeler aynı hayatlar var. John Berger’in bu kitapları Fransız köylü kültürünün ortadan kaybolmaması adına belki de hatırlanması adına yazmış olduğunu düşünüyorum. Köy değerleri ve insanın doğayla olan bağı her coğrafyada önem taşımaktadır.
Kitaplarla ve sevgiyle kalınız
“Eğer her olaya bir ad verilebilseydi, hikayelere gerek kalmazdı. Şimdiki durumda, hayat, kelime dağarcığımızdan daha hızlı akıyor. Bir kelime eksik, öyleyse hikayenin anlatılması gerekiyor.”
“Bir kez sana anlatmıştım, kafamda bir kitabı doldurmaya yetecek kadar şiir var demiştim, hatırlıyor musun? Şimdi sen benim hayatımın hikayesini yazıyorsun. Bunu yapabiliyorsun, çünkü hayatım bitti. Ama ben yaşarken ne yaptın?”
Çevrede görülen kırların böylesine düz olması yadırgatıcıydı, bu dümdüz alanlar mesafeleri algılamamızı güçleştiriyordu. Otobüs hızlı gidiyordu, gene de sanki zaman geçiyor, ama hiçbir şey değişmiyordu.