"eğer ağaçlar düşünebilseydi ya da Tanrım, bir de konuşabilselerdi. Zavallıcıklar, bu arıkovanı gibi insan yığınının ve şehrin vızıltısının içinde dükkan vitrinlerinde yansımalarını görürken, bir yandan da bize gölge sağlarken," Gibi" şehrinin içinde onları büyütmeye çalıştığımız için ne derlerdi bize acaba. Küçücük fidanlar halinde dikilip bu pis ortamda, mutsuz şekilde büyüyorlar. Kimse onlara kulak vermiyor. "