Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Biyoloji Budur

Ernst Mayr

Biyoloji Budur Gönderileri

Biyoloji Budur kitaplarını, Biyoloji Budur sözleri ve alıntılarını, Biyoloji Budur yazarlarını, Biyoloji Budur yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Yaşam” olarak adlandırılan bu mevcudiyetin doğasının aydınlatılması, biyolojinin başlıca hedeflerinden biri olagelmiştir
Bana hâlâ çok çarpıcı gelen şey, çok sayıda ağacı tanımlamış olsak da, henüz ormanı görmemiş olmamızdır.
Reklam
Eski Yunanlılar'dan on dokuzuncu yüzyıla kadar, dünyadaki değişimleri rastlantıya mı yoksa zorunluluğa mı dayandığı konusunda büyük bir anlaşmazlık hüküm sürdü. Bu eski bilmeceye parlak bir çözüm getiren kişi Darwin oldu: Darwin'e göre her ikisi de doğruydu. Değişikliğin ortaya çıkışında rastlantı baskınken, seçilimin kendisi büyük ölçüde zorunlulukla gerçekleşir. Ancak Darwin'in "seçilim" (selection) terimini seçmesi bir talihsizliktir; çünkü bu terim, doğada kasıtlı olarak seçen bir etkenin olduğu fikrini çağrıştırmaktadır. Gerçekte, "seçilen" bireyler sadece, daha az uyum sağlamış ya da daha az şansı olan bireylerin popülasyondan çıkarılmasından sonra geriye kalanlardır. Bundan ötürü, seçilim teriminin "rasgele olmayan eleme" ifadesi ile değiştirilmesi önerilmiştir.
Lamarckçı kurarnlara duyulan ilgi, genetikçilerin kazanılmış özelliklerin kalıtımının ("yumuşak kalıtım") gerçekleşemeyeceğini, çünkü yeni kazanılmış fenotipik özelliklerin bir sonraki kuşağa geçirilemeyeceğini göstermeleriyle kayboldu. Yumuşak kalıtım kuramının aldığı son darbe, yirminci yüzyılda moleküler biyologlann proteinlerde (fenotip) mevcut bilginin nükleik asitlere (genotip) aktanlamayacağını göstermeleri oldu. Moleküler biyolojide santral dogma olarak adlandırılan bu bulgu, Lamarckçılığa duyulan güvenin son kalıntılannı da yok etti. Bazı mikroorganizmalann (belki de protistlere kadar) dış koşullara bir tepki olarak mutasyona uğrama yeteneğine sahip olması olasılığı vardır, ancak bu, mikroorganizmalar için dogrulansa bile, genotipin DNA'sı fenotipten çok fazla uzaklaşmış olan üstün yapılı organizrnalar için asla geçerli olamaz.
Toplu soy tükenmelerine yol açan bir felakette hayatta kalabilecek kadar şanslı olan türler, bir kurucu popülasyonun üyelerine benzerler. Bunlar, tümüyle farklı bir biyotik çevre içindedirler ve yeni evrimsel yollara girebilirler. Bu olasılığın en görkemli örneği, memelilerin Tersiyer'in başındaki yayılışlarında görülen patlamadır. Dinazorların soyu tükenıneden önce yüz milyon yıldan fazla bir süredir bulunan memelilerin bu yayılışı dinazorların ortadan kalkışıyla gerçekleşmiştir.
Biyologların, uzmanlık alanlarındaki gelişmelerden kendilerini alarak yaşam bilimlerine bir bütün olarak bakmak için çoğunlukla zamanları olmaz. Genetikçiler, embriyologlar, taksonomistler ve ekologların tümü kendilerini biyolog olarak kabul etmekle birlikte, farklı uzmanlık alanlarının ortak yanlarının neler olduğu ve bunların fiziki bilimlerden temelde nasıl farklılaştığı üzerinde çok az düşünmektedirler.
Reklam
Kuşlardaki tüyler muhtemelen, sürüngenlerin ısının düzenlenmesine yardımcı olan pullarının değişikliğe uğramasıyla oluşmuş, ancak uçmayla bağlantılı olarak kuşların önkanat ve kuyruklarında yeni bir işlev kazanmıştır.
Üzerinde neredeyse evrensel bir fikir birliği olan nokta, yaygın türleşme sürecinin coğrafi (ya da allopatrik) türleşme olduğudur. Coğrafi türleşme, coğrafi olarak yalıtılmış popülasyonların genetik olarak farklılaşması demektir. Bu olay iki şekilde gerçekleşir: Dikopatrik türleşme ve peripatrik türleşme
"Evrimin ışığı olmaksızın biyolojide hiçbir şeyin anlamı yoktur." Evrimi tartışmasız bir olgu olarak kabul ederek, artık hiçbir evrimciler daha ileri kanıtlar bulmak için zaman harcamıyorlar. Sadece yaratılışcıların görüşlerini çürütmek gerektiğinde, evrimi doğrulayıcı güçlü kanıtlardan oluşan yüz otuz yıllık birikimi kullanmak için zahmete giriyorlar.
Darwin, Türlerin Kökeninde varyasyonal evrimin farklı yönlerine ilişkin beş temel kuram oluşturdu: (1) Organizmalar zaman içinde sürekli evrimleşirler (biz bunu evrim kuramı olarak tanımlayabiliriz). (2) Farklı organizma çeşitleri ortak bir soydan türemiştir (ortak soy kuramı). (3) Türlerin sayısı zaman içinde artar (türlerin çoğalması kuramı veya türleşme). (4) Evrim, popülasyonların aşamalı değişimiyle oluşur (süreklilik kuramı). (5) Evrimin mekanizması, çok sayıda biricik birey arasında hayatta kalma ve üreme açısından farklılıklara yol açan, kısıtlı kaynaklar için rekabettir (doğal seçilim kuramı).
Reklam
Popülasyon ve türlerin evrimsel hızlarında mutasyon veya genetik rekombinasyonların neden olduğu değişim "heterokroni" olarak adlandırılır.
379 syf.
1/10 puan verdi
Vakit Kaybı
Çoğunlukla evrimden söz ediyor ve felsefi konulara değiniyor. Adı "biyoloji budur" olan kitaptan çok daha fazlasını beklerdim. Bence okumaya değmez, daha iyi çokça alternatifi var.
Biyoloji Budur
Biyoloji BudurErnst Mayr · Tübitak Yayınları · 2009123 okunma
1953'te önerdiğim bir modele göre evrim, büyük ve kalabalık türlerde görece yavaş ileriediği halde, küçük ve çevrede yalıtılmış olarak kalan kurucu popülasyonlarda çok daha hızlı gerçekleşir.Gelişim açısından açıklamak gerekirse bu, büyük ve kalabalık türlerin gelişimsel olarak kararlı, buna karşın küçük, kurucu popülasyonların kararlılıktan yoksun oldukları ve bu kararsızlık sayesinde hızlı bir genetik yeniden yapılanınayla yeni bir fenotipe çabucak yönelebildikleri anlamına geliyor
Fenotipin gelişimi sadece ve doğrudan doğruya genler tarafından denetlenmez. Bu gelişimin denetimi, gelişen hücrelerin genotipi ile bu hücrelerin içinde bulundukları çevre arasındaki etkileşimler tarafından sağlanır.
275 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.