Bir başka örnekse "Benim işçim, benim memurum, benim polisim" den başlayıp işi "benim mahkumum"a kadar getiren, böylelikle bütün sınıfsal çatışmaların yanı sıra toplumsal antagonizmaları da liderin bedeninde eritmeye yönelen söylemdir. Kısacası organizmacı anlayış, bugün de dün olduğu kadar canlı; yalnızca şekil değiştiriyor, izlerini örtmekte gitgide uzmanlaşıyor.