Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Foucault, Agamben, Hardt-Negri

Biyopolitika: İktidar ve Direniş

Utku Özmakas

Biyopolitika: İktidar ve Direniş Gönderileri

Biyopolitika: İktidar ve Direniş kitaplarını, Biyopolitika: İktidar ve Direniş sözleri ve alıntılarını, Biyopolitika: İktidar ve Direniş yazarlarını, Biyopolitika: İktidar ve Direniş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Georges Bataille, bir keresinde felsefeyi betimlerken şöyle de­mişti: "Bir düşünce başkasının düşüncesini temele alır. Düşün­ ce bir duvarın çimentoyla tutturulmuş tuğlasıdır. (...) Bir fel­sefe asla ev değildir, bir şantiyedir (...) düşüncenin birleştiril­mesi için gayret edilirken, tamamlanmamışlık sadece düşünce­deki boşluklarla sınırlı değildir, düşüncenin tüm noktalarını, her noktasını içerir, son halin olanaksızlığıdır"
Sayfa 22
Hans Blumenberg'in dediği gibi "Kök, ağaca ve bitkiye asıl canlılığını verecek olan ışığa ulaşa­ bilmek için, toprağın nüfuz edilebilir ve geçirgen olmasını talep eder[se]; insan elinden çıkma bina ise, tersine kaya gibi yoğun ve sert bir temele oturmak ister" (2012: 88). Polis'in altında ya­tan temelse insanın yeniden üretimini güvence altına almaktır
Sayfa 18
Reklam
Yunanların temel olarak iki tür toplum tasarımı vardı: Bi­ rincisi, ethnos; ikincisiyse polis. Ethnos, "Yunan toplumlarının 'barbarlar' gibi yaşadıkları bir dönem için kullanılan kavram­ dı." Polis ise "kabile devletinden, yani ethnos'tan farklı olarak kent toplumunu, daha doğrusu kentli bir çekirdek içeren bir yapıyı temsil etmekteydi" (Baker, 2012: 80)
Osborne, antik Yunan kent devletleri ile günümüz demok­rasisini karşılaştırırken şöyle bir noktaya dikkati çeker: "Polis, özneleri eşitleme eğilimindeyken, modern istatistik farklılaştır­maya başlar; bir bireyselleştirme teknolojisi haline gelir ve as­lında istatistikler, basit bir biçimde toprağı denetim altında tut­manın [policing] değil, ayrıca bireysel farkın belirlenmesinin ve yurttaşlığın düzenlenmesinin bir aracı haline gelir".Yani istatistik, her ne kadar özneleri farklılaştırıyormuş ve herkesi hesaba katıyormuş gibi görünse de, düşünürün de işaret ettiği üzere bireysel farkların hem kayıt hem de denetim altına alınması yoluyla "makbul yurttaş"ın inşasında kullanılır. Bu sayede "risk" ya da "tehlike" olarak görülenler, ortalamaya veyahut "normal"e davet edilebilir.
Sayfa 156Kitabı okudu
Yani devlet, bir dizi ussal politik teknolojiyi devreye sokarak yönetmeye çalışan bir mekanizmadır ve bu yönetimin nihai he­defi de kendi varlığını yeniden üretmekten ibarettir.
Sayfa 137Kitabı okudu
"Kim kime karşı savaşır? Hepimiz birbirimizle savaşıyo­ruz. Ve her birimizin içinde, daima içimizdeki başka bir şeyle savaşan bir şeyler vardır."
Sayfa 133Kitabı okudu
Reklam
Hobbes, devleti savaştan değil, "çarpışmaya yönelik kesinleşmiş eğilim"lerden türetir; aslına bakılırsa bu eğilimlerin kökeninde de yatan psi­kolojik bir gerekçeden: "Hükümranlık daima aşağıdan ve kor­kanlar sayesinde kurulur".
Sayfa 116Kitabı okudu
Foucault devleti ortadan kaldıran “ideolojik hokkabazlığın" bir parçası değildir. Aksine, devletin her geçen gün bir şirkete dönüştüğü neoliberal gündemde çeşitli yönetimsel tekniklerin hem melezleşen kamusallığı hem de girişim öznesiyle özdeşleşmesi beklenen bireyleri nasıl şekillendirdiğini açıklamaya çalışır.
Sayfa 103Kitabı okudu
"Ruh, politik anatominin bir aracı ve etkisidir; ruh, bedenin hapishanesidir”
“köken aramak” şimdiyi meşrulaştıran bir kaynak aramaktan başka bir şey değildir: “(...) bir köken aramak, önceden olmuş olanı', kendine tamamen uygun bir imgenin 'aynı'sını bulmaya çalışmaktır”.
Reklam
(...) çünkü eğer dünya söylemsel bir şeyse, o zaman mevcut düzenin tamamı da söylemseldir; ve eğer mevcut düzenin tamamı söylemselse o zaman söylemsel bir saldırıya açık demektir” (Megill, 2008: 344).
“Hakikat”, sözcelerin üretimi, düzenlenmesi, dağılımı, dolaşımı ve işleyişi için düzenlenmiş bir prosedürler bütünü olarak anlaşılmadır.
Foucault'ya göre dört tür dışlama sisteminden söz edilebilir: 1) Çalışma karşısında, ekonomik üretimden; 2) aile sisteminden, 3) verili söylem ya da simge üretimden ve 4) oyundan dışlama sistemi (2007j: 216-7). Tüm bu dışlama şekilleri, iktidarın özneyi belli biçimlerde dışlamasına veyahut da bir adım ileri giderek kapatmasına olanak sağlar. Söylemsel olarak kadını çalışmadan dışlamak istediğinde performansı öne sürebilir ya da eşcinseli aile sisteminin dışına iter.
Platon, her şeyin kristalleşmeye başladığı dekadans olabilirdi ancak.
İnsandaki hiçbir şey –bedeni bile- diğer insanları tanımasını ve onlarda kendisini tanımasını sağlayacak kadar sabit değildir”.
119 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.