Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bizi Kimlere Bırakıp Gidiyorsun Türk? / Suriye ve Filistin Anıları

Bizi Kimlere Bırakıp Gidiyorsun Türk?

Selahattin Günay

En Eski Bizi Kimlere Bırakıp Gidiyorsun Türk? Gönderileri

En Eski Bizi Kimlere Bırakıp Gidiyorsun Türk? kitaplarını, en eski Bizi Kimlere Bırakıp Gidiyorsun Türk? sözleri ve alıntılarını, en eski Bizi Kimlere Bırakıp Gidiyorsun Türk? yazarlarını, en eski Bizi Kimlere Bırakıp Gidiyorsun Türk? yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
O canım yerleri belki bir daha görmemek üzere terk ediyor vatanın bu parçasını Öksüz ve yetim bırakıyorduk. İki gözümüz iki çeşme gayriihtiyari boşanıyor her attığımız adımı artık hasretle geride bırakıyorduk.Ah o ne acı anlar ve günlerdi...
Sayfa 115Kitabı okudu
152 syf.
·
Puan vermedi
bizi kimlere bırakıp gidiyorsun türk
Selahattin Günay Birinci Dünya Savaşı yıllarında Suriye ve Filistin’de görev yapan genç bir subay olarak, tanık olduğu olaylara ilişkin kaleme aldığı anı kitabıdır. Lawrence ile karşılaşması, isyanlar, yerel halkla kurduğu diyalog, esir düşmesi ve bir tarihi geride bırakıp geri çekilirken duyduğu cümle; “bizi kimlere bırakıp gidiyorsun türk?”
Bizi Kimlere Bırakıp Gidiyorsun Türk?
Bizi Kimlere Bırakıp Gidiyorsun Türk?Selahattin Günay · Türkiye İş Bankası Yayınları · 200638 okunma
Reklam
(Babamın) Henüz baba kucağında iken bana verdiği en mühim derslerden biri, "Sakın elini kana bulama"dır. Yaşlandıkça, "Oğlum sen yalnız olarak öleceksin. Kimseye bağlanma ve kimseye güvenme. Allah'a kalbinle bağlan ve ondan yardım iste. Hacı olsun, hoca olsun görünüşe aldanma. Arkadaşlarınla laubali olma, daima ciddi görüş. Lüzumsuz hiddet, şiddet gösterme. Zulüm iyi değildir, zalimler çabuk cezalarını görürler. Nasibini Allah'tan iste, vazife dolayısıyla kimseden beş para alma." gibi daha birçok nasihat aldım.
Sayfa 3 - İş Bankası Yayınları - 3. BaskıKitabı okudu
"Benim bildiğime göre Araplar, askerlik yapmamak ve elden geldiği kadar vergi vermemek, hükümete karşı soğuk davranmak, yabancılık göstermekle kalmayıp, okumuş tabakası da elden geldiği kadar aleyhte propagandaya girişmiş, bunlar harbin başlangıcından itibaren pek güç idare edilegelmişti."
Sayfa 22 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
"Kitle halinde firarlar, küçük müfrezelere taarruz ve cinayetler o derece artmıştı ki soğukkanlılıkla bunları karşılamak her zaman mümkün değildi."
Sayfa 22 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
"'Ah siz ve siz Türkler bizi kimlere bırakıp böyle gidiyorsunuz ya Selahattin?'"
Sayfa 116 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
Türkçe Bilmeyen Arap Erler
Paşa, "Teftiş bitmiştir, takımlar gelsin" dedi. Boruyla emir verildi. Flâma ile muhabere erlerinin yanıma gönderilmesi takımlarından istenildi, geldiler. Paşa da yanıma geldi. Gelen muhabere erlerine, "Yazılan emirleri çıkartınız" diye Türkçe emir verdi. Arap çocukları, bir şey anlamadıkları için yüzüme baktılar. Ben de, "Paşam henüz Türkçe'yi kendilerine öğretemedim. Malumualiniz bu bölüğe iltihâkim (katılmam) pek eski değildir. Bunların hiçbiri Türkçe bilmez" dedim. "Sen Arapça biliyor musun?" dedi. "Hayır bilmem." "Aman yarabbi gözümle görmesem inanmazdım. Birçok hareket yaptırıldı. Bu emirler flâmayla verildi. Emri veren Arapça bilmez, yapanlar da Türkçe bilmez, bu nasıl oldu?" dedi...
77 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.