Boyun Eğmeyenler

Özen Aşut

Boyun Eğmeyenler Sözleri ve Alıntıları

Boyun Eğmeyenler sözleri ve alıntılarını, Boyun Eğmeyenler kitap alıntılarını, Boyun Eğmeyenler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Bizim görevlerimiz hiç bitmeyecek, bu kuşak kendini her şeyden sorumlu tutmayı, ölüme değin sürdürecek" diye düşündü. Hüzünle, erkenden ölenleri anımsadı. Ne çok arkadaşı kırklı yaşlarında göçüp gitmişti bu diyardan. Özellikle sigara tiryakileri, beklenmedik ölümlerle sevdiklerini acılar içinde bırakmışlardı: "Yitik bir kuşağın zayıflıklara teslim olmuş, giderek zayıflıklarını yücelten bireyleri..."
Bir arkadaşı cesareti tartışırken, “bir eylemi, korkuyu derinden hissederek göze almak” diye tanımlamıştı; “Korkmuyorsan zaten o cesaret değildir.” Evet, sorun korku değildi. Gençler için ölüm çok uzaklarda bir hayalet, oysa yaşam gerçekti, elle tutulur somutluktaydı.
Reklam
Geleceğe güven duygusunu yitirmiş olarak, her geçen gün biraz daha içlerine kapanıp karanlık kuytulara çekiliyorlar. Birbirlerinden uzaklaşmış, yalnızlaşmış, yabancılaşmış bu insanlar, adeta geniş avlulu açık hava hapishanelerine dönüşmüş ışıklı kentlerde, kapkara bir umarsızlıkla tüketiyorlar yaşamlarını...
Sayfa 10 - yazılama yayınevi
“Değişmeyen kurumlarda değişmiş kişiler bulmayı ummak , tek başına değişmeyi ummak ...”
Reklam
Oysa herkesin söyleyecek bir sözü, dile getirecek bir öyküsü vardır, olmalı. Meramını anlatabilmek için her insan özgürce konuşmalı; yaza­bildiği ölçüde yazmalı. İlle de kurallar konulmamalı insanın önüne.
Faşizm...
Sürülerin gideceği son durak doğal olarak "Kafes"ti. Emniyet'ten gelindiğinde, Mamak gerçeği ile ilk kez burada karşılaşılıyordu. Burası insanları aşağılamak ve sindirmek, son darbeyi indirmek için kurgulanmış bir gözdağı kapanıydı. Yaklaşık yirmi-otuz insanın sığabileceği bu büyük "Kafes", geçici bir süre kalınan özel bir işkence uğrağıydı. Tutuklular cezaevine girerken ya da ayrılırken, bir bloktan ötekine aktarılırken, birkaç saatten birkaç güne kadar "Kafes"e alınıyordu. Böylece her an tüm görevliler ve askerlerin gözü önünde, her yönden görünür durumda, sürekli gözetim altında oluyordunuz. En acımasız askerler seçilip burada görevlendiriliyordu. En faşistler. Başını kaldıracaklara göz açtırmazlar, hemen copları indirirlerdi nereye rastlarsa. Nereden gelirdi bu insanlar? Öyle davranmaya nasıl konuşlandırılırlardı? Yanıtlanması zor sorulardı.
"Diyelim ki hastayız ve ciddi Diyelim ki hapisteyiz Kısacası, nerede ve nasıl olursa Ölüm hiç gelmeyecekmiş gibi yaşanacak"
Zaten bütün suç, düş kurmakta değil miydi? Daha güzel bir dünyanın düşünü kuranlara hep acı çektirmediler mi? İnsanlık için iyilik düşünenler, kötülüklere başkaldıranlar, tarih boyunca zindanlara atılıp acımasızca cezalandırılmadılar mı?
Reklam
..... mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin hürriyet sözcüğünün resmini ama yalansızının?" (Nazım Hikmet)
Zaten çağımızda artık gerçek mutluluk yok, yalnızca mutluluk anları vardı.
Ne demişti Sevgi Soysal Şafak'ta? "Bir duygu yayıldıkça güzeldir. Güzel şeyler dar yerlere sığmaz."
18 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.