Âşık oluşumu, sevgimin tükenişini,aklımı oynatıp sonra yeniden ayağa kalkışımı ihtiyatlı bir mesafeden izledin;mutluluğumun tadını çıkardın, ortalığı velveleye vermeden ve beni tavsiyelere boğmadan huzur içinde acı çekmeme olanak tanıdın.Sanıyorum bir şekilde hayatımın aşkının sen olduğunu ve hiçbir fırtınalı ilişkinin bunun yerini alamayacağını biliyordun.Ne de olsa çocukluğumuzda sevildiğimiz gibi severiz başkalarını da ve sonradan gelen her aşk ilk aşkın reprodüksiyonlarıdır sadece.Dolayısıyla senden sonraki tüm sevdalarımı,hatta çocuklarıma duyduğum o vahşi ve gözü kör sevgiyi de,sana borçluyum.Senin sakin, dikkatini tamamen yaptığı işe veren yüzünü görme arzusu duymadan tek bir kitabın kapağını bile açamam bundan sonra,o yüzü bir daha asla görmeyeceğimi bilerek,ve belki de en kötüsü,onun da beni bir daha asla görmeyeceğini bilerek yapamam bunu. Gözlerin beni bir daha asla görmeyecek.Bizi seven insanlar dünyadan çekip gittikçe,ölülerin ritmine ayak uydurarak, yavaş yavaş,birer yabancıya dönüşüyoruz. Benim yurdum senin gözlerindi ve bu bana öylesi sorgulanamaz ve daimi geliyordu ki orada ne olduğunu bulmaya bile çalışmadım. Fena sayılmaz; kırk yaşıma kadar bir kız çocuğu olarak kalmayı başardım, iki çocuk, iki evlilik,çeşitli ilişkiler,çeşitli evler,çeşitli işler bıraktım ardımda ve şimdi doğrudan yaşlılığa geçmemeyi,önce yetişkinliğe adım atabilmeyi umuyorum.Öksüz olmak hoşuma gitmiyor, böylesi bir hüzün için yaratılmış biri değilim. Ya da belki öyleyimdir, belki de acının ebadı tam olarak budur, belki de artık bedenime uygun tek kıyafettir bu.