Bu Egoları Şişirsek de mi Saklasak?
Aykut OğutBu Egoları Şişirsek de mi Saklasak? Gönderileri
Bu Egoları Şişirsek de mi Saklasak? kitaplarını, Bu Egoları Şişirsek de mi Saklasak? sözleri ve alıntılarını, Bu Egoları Şişirsek de mi Saklasak? yazarlarını, Bu Egoları Şişirsek de mi Saklasak? yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kaybetmekten korkarak, kazanmak mümkün değil.
Sayfa 298Kitabı okudu
İstediğimiz şeye ne kadar çok bağımlanıyorsak, insanüstü bir efor koyuyorsak, aslında o şeyi elde etmeyi kendimize bir o kadar zorlaştırıyoruz. İstediğimiz şeye ne kadar "olsa da olur olmasa da olur" diye bakabiliyorsak oluşturmamız o kadar kolaylaşıyor.
Sayfa 277Kitabı okudu
Altın Kural : Hayat zordur diyerek hayatı zorlaştıran kişilerde, muhtemelen kendilerine verdikleri değer ile ilgili bir sorun vardır.
Sayfa 276Kitabı okudu
Problemi oluşturan bizim bilincimiz; dolayısıyla çözümü bulabilecek de yine bizim kendi bilincimiz.
Sayfa 218Kitabı okudu
"Sayın yolcularımız maceramıza hoş geldiniz. Kaptan pilotlarınız ben Aykut Oğut ve Esra Banguoğlu Oğut, yardımcı pilotumuz evren sizlere harika bir uçuş diliyoruz. Uçuş süremiz sınırsız, uçuş yüksekliğimiz çoook yüksek olarak belirlenmiştir. Yol boyunca hava açık, güneşli ve pırıl pırıl olacak gibi görünüyor. Yani yol boyunca "hayat bize güzel" iyi uçuşlar diler, evren havayollarını seçtiğiniz için teşekkür ederiz."
Varoluş seçimini -konuyla ilgili inançlarını- değiştirmediğin sürece telkinler, olumlamalar tek başına hiçbir işe yaramayacak.
Şöyle diyelim; Benim kredi kartı borçlarım var ve aldım elime kalemi, telkinlerimi yazdım: "Para biriktirebildiğim için şükrediyorum, boooll para geldiği için şükrediyorum." günde yüz bin defa tekrarla bunu...
Sen eğer bir yerlerde paranın kötü olduğuna inanıyorsan, paranın insanı bozabileceğine inanıyorsan, paranın kardeşi kardeşe düşürebileceğine inanıyorsan, hiç bir şekilde o telkinlerden sana bir hayır gelmeyecek. Geçmişinde bu kararı almana yol açan anıyı bulamasan bile neye inandığını görmek durumundasın.
Yaratım yani yaşam sırasında bir şeylere bağımlı olmak durumundayız.
Zaten "Bir parça da bağımlı değilsek, o işi yapma arzumuz, deneyimleme arzumuz olmayabiliyor." Bir tutam tuz gibi düşünün. Bir tutam tuz yemeğe harika lezzet katabilir AMA Bir avuç atarsanız neler olacağını biliyorsunuz.
Bir şeyleri HAK ETMENİZ gerekiyor, DOĞRU. Ama bu sizin sandığınız gibi zorluklardan geçip hak etmek, sıkıntı çekip hak etmek, feleğin çemberinden geçip hak etmek değil. İstediğiniz her neyse, ENERJİMİZLE-DUYGULARIMIZLA onu hak etmek yani ona ait olmak. Evren, siz ait olmadan veremez. Adilik olsun diye değil, vereceği şeyleri alacak yeriniz ve haliniz olmadığı için.
Ben sıkıntı dolu bir hayat geçirdiğim için şu an ki hayatımı yaşamıyorum. Sıkıntı dolu bir hayat geçirmenin ne kadar gereksiz olduğunu anladığım için bu hayatı yaşıyorum.
OLMAK (oldum bittim anlamında) kişisel gelişimin bir parçası değildir.
Doğaya bakın, OLMUŞ bir şeyin bir sonraki adımı ÇÜRÜMEKTİR.
Vücudun sol tarafı kadın enerjisini temsil eder. Sol tarafına her ne oluyorsa bilek şişmesinden kırılmaya kadar, omzundan böbreğe kadar, kadın enerjisi ile sorun yaşadığını gösterir.
Her senaryoda, her ihtimalde herkes istediğini (ait olduğunu, odaklandığını) elde edecek.
Evren kişi odaklı torpil yapmıyor.
Farkındalık; neyi, niye, nasıl yaptığınızı gözlemleyebilmektir.
Buraya bütün o duyguları deneyimlemek için geldiniz. Sevgi, öfke, nefret, hırs, keyif, coşku, başarı, yenilgi, paylaşım, kıskançlık, ihtiras artık aklınıza ne geliyorsa.