En büyük Rus yazarlarından Dostoyevski'nin 1868 yılında yayımladığı Budala romanı sadece kendi döneminde değil aynı zamanda günümüzde bile hala tartışılan bir eserdir. Dostoyevski'nin katıksız saflığın, dürüstlüğün ve iyiliğin özellikle bu erdemler konusunda dibe batmış olan bir toplumda ne yazık ki budalalık emaresi olarak görüldüğünü mükemmel psikolojik tespitler eşliğinde açık, kusursuz ve acımasız bir şekilde anlattığı şaheseri. Dostoyevski, Budala kitabında; ahlak, ölüm psikolojisi, hayata bakış açısı, bilinçaltı, parçalanmış kişilik, toplumsal bozukluk, suçlu psikolojisi, hastalık psikolojisi, saflık ve bununla beraber daha bir sürü kavram sunulmuştur. İkiyüzlülü, hırslı, uyanık ve sahtekar olanların takdir edildiği, iyi ve açık yürekli olanla da budala diye alay edildiği bir toplumu inceleyen, günümüzde geçerliliğini koruması bakımından ilerigörüşlü sayılan eser. Roman boyunca ahlak, inanç, sevgi ve özgür irade gibi felsefi temalar sorgulanıyor. Yazar, okuru bu temalar üzerine düşünmeye teşvik ediyor. Toplumun zayıflığını, üst tabaka tutkusunu tüm çıplaklığı ile ortaya seriyor.