Nirvâna durumunda kişi, doğumun, ölümün, bu dünya öteki dünya kavramlarının, ad ve biçimin öneminin olmadığını görür. Nirvâna benliğin yok edilmesi değil, "benlik düşüncesinin" yok edilmesidir.
"Ey Atula, bu sadece bugün için söylenmiş değil! Eski bir söz vardır: sessiz kalanı da, çok konuşanı da, az konuşanı da suçlarlar; bu dünyada suçlanmayan kimse yoktur."
Nirvâna, susuzluğun sökülüp atılmasıdır. İsteğin, nefretin ve yanılgının sona erdirilmesidir. Maddeye ve insanlara duyulan her türlü bağlılıktan kurtulmuş olmaktır.
Bir kişinin kendi kendini yenerek kazandığı zafer, bir başkasının savaşta bin kişiyi bin kez yenerek kazandığı zaferden daha iyidir; o kişi en büyük fatihtir.
Bizim olan herşey düşüncelerimizin sonucundadır; düşüncelerimizde kurulur, düşüncelerimizde oluşur. Eğer bir kimse kötü düşünce ile konuşur veya davranırsa onu, tıpkı kağnı çeken bir öküzü tekerleğin izlemesi gibi, acı izler.
2- Bizim olan herşey düşüncelerimizin sonucımdadır; düşüncelerimizde kurulur, düşüncelerimizde oluşur. Eğer bir kimse temiz düşünce ile konuşur veya davranırsa onu, tıpkı asla ayrılmayacak bir gölge gibi, mutluluk izler.
3- "O beni incitti, o beni dövdü, o beni yendi, o beni soydu" gibi düşünceler besleyen kişi asla nefretten kurtulamaz.
4- "O beni incitti, o beni dövdü, o beni yendi, o beni soydu" gibi düşünceler beslemeyen kişiyi nefret terk eder.
5- Çünkü nefret, hiçbir zaman nefretle yok edilemez-, nefret sevgi ile yok edilir: Bu ölümsüz bir kanundur.