Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Buhranlarımız ve Son Eserleri

Said Halim Paşa

Buhranlarımız ve Son Eserleri Gönderileri

Buhranlarımız ve Son Eserleri kitaplarını, Buhranlarımız ve Son Eserleri sözleri ve alıntılarını, Buhranlarımız ve Son Eserleri yazarlarını, Buhranlarımız ve Son Eserleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kanunlar ahlak üzerinde etkili midir ?
Mantık ve nazariye bakımından ne kadar mükemmel olursa olsunlar, hayatın gerçeklerine uymayan kanunlar zararlı olmaktan kurtulamazlar.
Kanuna göre ihtiyaç mı, ihtiyaca göre kanun mu?
Cemiyetin zaruri ihtiyaçlarını dikkate alınmayan kanunlar, bu ihtiyaçların baskısı ile şekil değiştirmeye mahkumdur.
Reklam
Doku uyuşmazlığı olur
Bütün fenalıkların asıl kaynağı bir tanedir. Bu da: " Yabancı kanun ve müesseseleri alıp kabul ettiğimiz takdirde, yenilik ve ilerlemeye mazhar olacağımıza inanmak" hatasıdır.
İşte, görülüyor ki bütün fenalıkların asıl sebebi bir tanedir.” Ecnebi kanun ve müesseseleri kabul ve ithal ettiğimiz takdirde yenilik ve terakkiye mazhar olacağımıza inanmak” hatasıdır.
304 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Asil ve aziz Ruhu Şad Olsun.. (Spoiler İçerir!)
Eskiden Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü olarak görev yapan, 2023 genel seçimleri sonrasında yapılan kabine değişikliğiyle beraber Milli İstihbarat Teşkilatı'nın başına getirilen İbrahim Kalın'ın, okunmasını en çok tavsiye ettiği kitapların başında geliyordu "Buhranlarımız" kitabı. Ben de onun tavsiyesi üzerine almıştım. İyi ki de
Buhranlarımız ve Son Eserleri
Buhranlarımız ve Son EserleriSaid Halim Paşa · İz Yayıncılık · 2020434 okunma
istikbal, yeni nesillerden türkiye’mizi mutlu kılacak milliyetçi teşebbüsler beklemektedir.
Reklam
Sorun Nasıl Çözülür?
Bir fenalığın ortadan kaldırılabilmesi için çeşidinin, mâhiyetinin ve onu meydana getiren sebeplerin tam olarak bilinmesi gerekir. Zararını yok etmek için ise, gerekli, en doğru ve en tesirli vasıtalara başvurulması lâzımdır.
Sayfa 63 - İZ Yayıncılık / 18. Baskı / Baskı Yılı: 2022Kitabı okudu
SOSYAL YAPI, KANUNLARLA DEĞİŞTİRİLMEZ
İnkılapçılarımızı bu kadar büyük hatalara düşüren şey şudur: Onlar memleketin siyasî vaziyetini istedikleri gibi değiştirmekle, sosyal durumunu da değiştirmeye muvaffak olabileceklerini zannettiler. Sadece bir takım kanun ve nizamların, bir milletin sosyal yapısını istenildiği gibi değiştirebileceği, bütün bir toplumun, hükümetin heves ve arzusuna tabi bulunduğu gibi, safdilce fikirlere kapılmak hatasına düştüler.
Sayfa 63 - İZ Yayıncılık / 18. Baskı / Basım Yılı: 2022Kitabı okudu
Kanunlar ve Hayat Gerçekleri
Mantık veya nazariye bakımından ne kadar mükemmel olurlarsa olsunlar, "hayatın gerçeklerine uymayan kanunlar" zararlı olmaktan kurtulamazlar.
Sayfa 62 - İZ Yayıncılık / 18. Baskı /Basım Yılı: 2022Kitabı okudu
ANAYASA SOSYAL YAPIMIZA UYGUN DEĞİLDİR
Osmanlı Kanûn-i Esâsi'si, güya büyük bir hürriyetperverlik eseri olarak, tâ Arabistan çöllerine kadar uzanan Osmanlı ülkelerindeki bütün milletlere, asrımızın en ileri milletlerinin bile çoğunun sahip bulunmadığı siyasî hak ve hürriyetler bahşediyor. Halbuki Osmanlı milletinin çoğunluğunun, tamamen ilkel bir cemiyet hayatı yaşadıkları; halkın hâlen, cismânî veya dinî ve ruhânî bir reisin hüküm ve nüfûzuna körü körüne itaat etmekte olduğu; bu reislerin ise halkın cehâletini kendi he- saplarına kazanç vesilesi yaptıkları ve bundan insafsızca istifade ettikleri kimsenin meçhûlü değildir. Şu hâle göre, böyle bir sosyal seviyede bulunan milletin, bu derece mühim siyasî hak ve hürriyetlere sahip olması, tarihte ilk defa vukubulmaktadır, denebilir. Böyle bir durumun, son derecede gayri tabiî olduğu da âşikârdır. O derecede ki, eğer seçimler tabiî şekilde cereyan etmiş ve seçmenler kendi vekillerini seçmek hususunda serbest bırakılarak, şahsî temayüllerine uymuş bulunsalardı, Osmanlı Meclis-i Meb'ûsânı, ağalar, beyler, şeyhler, papazlar veya bunların temsilcilerinden meydana gelmiş garip bir meclis manzarasını gösterecekti. Böylece en ileri hürriyet nazariye ve kaideleri ile millî hâkimiyet adına olmak üzere, fakat hürriyetperverliğin asla kabul edemeyeceği ve şimdiye kadar görülmemiş bir derebeylik idaresine dönülmüş olacaktı.
Sayfa 60 - İZ Yayıncılık / 18. Baskı / Baskı Yılı: 2022Kitabı okudu
Reklam
ANLAMADAN TAKLİT!
Bütün felâketlerimizin kaynağı olan şu zararlı kanaat, acaba bize nereden geldi? Fikrimizce bütün bu fenalıkları doğuran: Batı medeniyetini anlamadan taklit edişimizdir. Toplumların gelişmesi kanununa hakkıyla vakıf olmadığımız içindir ki, başka milletlerin kanun, nizam ve anayasalarını iktibâs edecek olursak, bütün işlerimizde ve idaremizde, onlar kadar gelişmeye nâil olacağımıza inanıyoruz. Bu uğursuz inanç yüzünden meydana gelen fenalıkları saymak uzun sürer. Yalnız şunu söylemek yeter ki: Bu inanç, bizim kendi kendimizi ıslâha olan itimadımızı tükettiği gibi, aynı şekilde, başkalarının bize karşı olan itimat ve hürmetini de yok etmektedir. Hiç olmazsa, bu acı ve elîm tecrübelerden, gelecek için bir ibret dersi alsak da, büsbütün iş işten geçmeden, bozukluğu mümkün olduğu kadar tâmir etmek hususunda bize yardımı dokunsa.
Sayfa 60 - İZ Yayıncılık / 18. Baskı / Baskı Yılı: 2022Kitabı okudu
BİZDE DEVLET ADAMI YOK MU?
Bundan elli sene evvel olduğu gibi bugün de, başarısızlığımızın sebebini, dışarıdan örnek alarak yaptığımız bu ıslahatları, lâyıkı ile tatbik edecek devlet adamlarımızın yokluğunda buluyoruz. Bir memleketin, yarım asırlık bir zamandan beri, umúmî durumunu düzeltip, ıslâh edebilecek adamlardan mahrum bulunduğu nazariyesi, bizce inanılacak bir
Sayfa 58 - İZ Yayıncılık / 18. Baskı / Baskı Yılı: 2022Kitabı okudu
DÜŞTÜĞÜMÜZ HATA NEDİR?
Düştüğümüz bu meş'um hatâ ise şudur: Biz, memleketimizin mesut olması için, Avrupa kanunlarını tercüme edip almanın kâfi geleceğini zannettik. Ve bu kanunların bizde kabul ve tatbik olunabilmesi için, onlarda yapılacak birkaç değişikliğin yeteceğini hayal ettik. Meselâ: Adalet sistemimizi ıslâh etmek için Fransız adalet sistemini esas aldık. Halbuki Fransız cemiyeti, bizimkine aslâ benzemeyen, aslı ve menşei, ruh hâli, âdetleri ve gelenekleri, irfânı ve medeniyet seviyesi ile bizden pek farklı olan, ihtiyaçları ise çok ve çeşitli bulunan bir toplumdu. Fransız adalet sistemi mükemmel oluşu ile bizi cezb etti. Bu da, bizce kabul olunması için kâfi görüldü. Halbuki Fransa'ya hiç bir şekilde benzemeyen bizimki gibi bir memleket için, bu sistemin uygun olup olmadığını kimse düşünmedi. Bu tarzda icra ettiğimiz adliye ıslahatının, bunca seneler çalıştıktan sonra mâlum şekilde ve hiç derecesinde neticeler vermesi şaşılacak birşey değildir. Maarifimizi ıslâh etmek için de aynı şekilde hareket ettik. Tabiî elde edilen neticeler daha da zararlı oldu. Gayet kıymetli olan vakitlerimizi ve birkaç nesli kaybettikten sonra, bunca fedakârlıklara mâl olan şeyi de bozmak mecburiyetinde bulunuyoruz. İşin garibi şu ki, bu kadar aksi neticelerden sonra bile tecrübeye ve akl-ı selîme aykırı olan bu metod, yine itibar görmektedir.
Sayfa 57 - İZ Yayıncılık / 18. Baskı / Baskı Yılı: 2022Kitabı okudu
"İslâm dünyasının selâmeti için çare, bütün sosyal ve siyâsî hayatını, İslâmiyet'in değişmez ve ebedî hakikatleri üzerine kurmaktan ibarettir."
1.455 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.