Büyü, Bilim ve Din

Bronislaw Malinowski

Büyü, Bilim ve Din Gönderileri

Büyü, Bilim ve Din kitaplarını, Büyü, Bilim ve Din sözleri ve alıntılarını, Büyü, Bilim ve Din yazarlarını, Büyü, Bilim ve Din yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İlkel insan her şeyden önce pratik nedenlerden ötürü doğa süreçlerini denetimi altına almaya çalışır, bunu da doğrudan doğruya ayinler ve büyü aracılığıyla yapar; bunlar aracılığıyla rüzgarı, fırtınayı, hayvanları ve bitkileri iradesi altına almak ister. Ancak çok sonra, kendi büyü gücünün sınırlarını öğrendiği zaman, korku ya da umutla, yakarak ya da meydan okuyarak daha yüksek varlıklara seslenir: kötü ruhlara, ataların ya da tanrıların ruhlarına.
Bu fenomenler üzerinde düşünmek ilkellerin filozof ve teologlarını insanda ruhu bedenden ayırt etmeye yöneltti. Buna göre, ölümden sonra ruh yaşamaya devam eder; çünkü düşlere girmekte, yaşayanları anılarda ve hayallerde izlemekte ve insanların yazgıları üzerinde gözle görülür bir etkisi olmaktadır. Böylece hayaletlere ve ölülerin ruhlarına, ölümsüzlüǧe ve bir ölüler dünyasına inanç doğdu. Ama genel olarak insanda, özel olarak da ilkel insanda, çevreyi kendi kopyası gibi tasarlama eğilimi vardır.
Reklam
Edward B. Tylor
İlkel dinlerin özünün animizm olduğunu ileri sürer, ruhlara inanç; ve bu inancın, kaynağını rüyaların, hayallerin, sanrıların, kataleptik durumların ve benzeri fenomenlerin yanılgılı ama tutarlı bir biçimde yorumlanmasında bulduğunu açıklar.
248 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
* Büyü, bilim ve din; sosyal antropolog Malinowski'nin Papua-Yeni Gine açıklarında Baloma-Trobriand bölgesinde 5 yıllık antropolojik ve derin gözlemleri sonucu, ilkel insanlar ile beraber kalarak, her türlü yaşayışlarına dahil olarak oluşmuş bir metindir. ** Malinowski gözlemleri sonucu Trobriand yerlilerinde ailenin önemli bir yeri olduğu
Büyü, Bilim ve Din
Büyü, Bilim ve DinBronislaw Malinowski · Kabalcı · 200097 okunma
Her inanç kendi mitolojisini üretir, çünkü mucizesiz inanç yoktur,
Reklam
Dinin özü animizm değil mana'dır ve mana büyünün de özüdür.
Bilim deneyimden doğar, büyü gelenekten türer. Bilim akılla yönlendirilir ve gözlemle düzeltilir, büyü her ikisiyle de ulaşılamayan mistik bir atmosferde var olur.
Ilkel insan her şeyden önce pratik nedenlerden ötürü doğa süreçlerini denetimi altına almaya çalışır, bunu da doğrudan doğruya ayinler ve büyü aracılığıyla yapar; bunlar aracılığıyla rüzgarı, fırtınayı, hayvanları ve bitkileri iradesi altına almak ister. Ancak sonra, kendi büyü gücünün sınırlarını öğrendiği zaman, korku ya da umutla, yakararak ya da meydan okuyarak daha yüksek varlıklara seslenir; kötü ruhlara, ataların ya da Tanrıların ruhlarına. Bir yandaki dolaysız denetimle öbür yandaki yüksek ruhlara seslenme arasındaki bu ayrışmada frazer dinle büyü arasındaki farkı görür. Eğer onu sihirli biçimde yöneten yasaları biliyorsa insanın doğaya doğrudan egemen olabileceği inancına dayanan büyü bu yönüyle bilime akrabadır. Dinse, bazı bakımlardan insan acizliğinin itirafı, insanı büyünün düzeyinden daha yükseğe çıkarır ve daha sonraları da, büyüye baş eǧdirmek zorunda olan bilimden bağımsızlıǧını korur.
Frazer'in Golden Bough'u, ilkel büyünün bu büyük baş yapıtı, animizmin ilkel toplumlarda değil tek, baskın inanç bile olmadığını gösteriyor.
262 öğeden 181 ile 190 arasındakiler gösteriliyor.