Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tarihin Akışını Değiştiren Savaş

Çanakkale 1915

Vahdettin Engin

Çanakkale 1915 Sözleri ve Alıntıları

Çanakkale 1915 sözleri ve alıntılarını, Çanakkale 1915 kitap alıntılarını, Çanakkale 1915 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Seyit Onbaşı ve 215 kg'lık Mermi
Seyit Onbaşı, bu inanılmaz hikayesini 1936 yılında bir gazeteciye son derece mütevazi bir üslupla şöyle anlatmıştı: "Edremitli 1889 doğumlu Seyit'i bularak kendisine 18 Mart Muharebesi'ni büyük zorluklarla söyletebildim. 'Ben ne yaptım ki?' Diyordu. 'Siz o günü görseydiniz.' Fakat ısrarlarıma dayanamadı,
Hamdullah Suphi'nin aktardığına göre; Çanakkale'yi ziyareti sırasında hastanede gördüğü yaralı bir yedek subay, yarasını sarmaya çalışan sıhhiye erine şöyle diyordu: "Ko aksın! Balkan lekesini ancak bu kan temizler!"
Sayfa 200Kitabı okudu
Reklam
8-9 Ocak 1816 gecesi İngilizler, cephede kalan 17 bin askeri tahliye ederek Seddülbahir'i tamamen terk etti. Çanakkale'de Türk savunmasını geçemeyen Müttefiklerin belki de en büyük başarısı, üç cephede 120 askeri sıfır zayiatla tahliye etmeleri olmuştur. Buna karşılık Arıburnu-Anafartalar tahliyesinden sonra Seddülbahir Cephesi'nin de tahliye edileceği aşikar olmasına ve cephenin hem Alçıtepe'den hem de Anadolu Yakası'ndan rahatlıkla gözetlenmesine rağmen, Müttefiklerin hiç kayıp vermeden Seddülbahir'i de tahliye etmeleri Türk komuta heyetinin önemli bir zaafıdır.
Sayfa 198Kitabı okudu
Anafartalar Grubu Komutanlığı'na tayin edilen Albay Mustafa Kemal Bey, 9 Ağustos 1915 gününün ilk saatlerinde Anafartalar Grubu Karargahına gelerek Komutayı devraldı. Esasında Mustafa Kemal, bir gün önce Arıburnu'nda komutanı olduğu 17. Tümen'in gerisinde Conkbayırı-Kocaçimentepe hattına doğru gelişen İngiliz taarruzundan dolayı duyduğu endişeyi 5. Ordu kurmay başkanı Kazım Bey'le paylaşmış ve hatta bölgedeki bütün kuvvetlerin kendi komutasına verilmesinden başka çare kalmadığını belirtmişti. Ahmet Feyzi Bey'in görevden alınışı ve Mustafa Kemal'in Anafartalar Grubu Komutanlığı'na tayin edilişi ile bir gün önceki talebi gerçekleşmiş oluyordu.
Sayfa 155Kitabı okudu
Hücum anı geldiğinde 41. Alay Conkbayırı'na ulaşamamıştı. bunun üzerine 23. Alay Conkbayırı'na, yeni gelmiş olan 28. Alay da Şahinsırt'a doğru taarruz düzenine geçerek hazırlanmıştı. 10 Ağustos 1915 günü sabah saat 04.30'da gün ağarmak üzere iken taarruz için bütün tertibat alınmıştı. Mustafa Kemal son bir kez hücuma kalkacak
Sayfa 166Kitabı okudu
General Hamilton, Anafartalar'a çıkacak İngiliz birliklerinin, baskın tarzında ve son derece süratli olarak 7 Ağustos günü tepeler hattını ele geçirmesini istemekteydi. Oysa ne Stopford ne de karaya çıkacak olan 11. tümen komutanı Hammersley, hızlı hareket etmenin hayati önemini kavramıştı. Hatta Stopford tarafından tugay komutanlarına verilen emirde, ilerlemek hususunda sadece "mümkün olduğu takdirde tepeleri ele geçirmek" ten bahsedilmişti.
Sayfa 150Kitabı okudu
Reklam
Cesarettepe'de İngiliz taarruzunun durdurularak bu mevkide vaziyetin kontrol altına alınmasından sonra, dikkatler yeniden Kanlısırt siperlerine çevrildi. Kanlısırt'ta bir gün önce düşman eline geçen siperlerin 6-7 Ağustos gecesi yapılan ve ağır zayiata sebep olan taarruzlarla geri alınamamasına rağmen, Kuzey Grubu Komutanı Esat Paşa, bu siperlerin geri alınması için diretiyordu. 16. Tümen komutanı Rüştü Bey'e verdiği emirde; "Sizden her neye mal olursa olsun, derhal siperlerin geri alındığı haberini kesinlikle beklerim" demekteydi. Ancak çok kayıp vermiş olan 16. Tümen, yaptığı saldırılara rağmen sonuç alamadı.
Sayfa 148Kitabı okudu
Çanakkale Muharebelerine 8,5 ay boyunca her iki taraftan 500'er bin asker katılmıştı. Türk ordusunun Çanakkale Muharebelerindeki zayiatı Osmanlı Genelkurmayı'nın resmi rakamlarına göre; şehit 55.177, yaralı 100.177, kayıp 10.067, hastalıktan ölen 21.498, hastalıktan dolayı hava değişimi alan 64.440 de buna dahil edilirse 251.359'dur. Yaralanıp veya hastalanıp cephe gerisindeki hastanelere gönderilen askerlerden tedavi edilirken vefat edenler de dahil edildiğinde Türk ordusunun şehit sayısı 101 bini bulmaktadır. Çanakkale Savaşı'na katılan Müttefik askerlerinden İngilizlerin zayiatı yaklaşık 30bin ölü, 80 bine yakın yaralı; Fransız zayiatı ise yaklaşık olarak 14.500 ölü, 17 bin yaralıdır. Anzakların zayiatına bakıldığında; Avustralyalılar yaklaşık 9 bin ölü, 20 bin yaralı; Yeni Zelandalılar ise yaklaşık 3 bin ölü, 5 bine yakın yaralı vermişlerdi. Müttefiklerin verdiği ölü ve yaralı zayiatına Gelibolu Yarımadası'ndan hastalık nedeniyle tahliye edilen 90 bine yakın asker de ilave edildiğinde, Müttefiklerin toplam zayiatı 270 bini bulmaktadır.
Sayfa 206Kitabı okudu
Aralık ayı başından itibaren Arıburnu ve Anafartalar Cephelerinde bulunan 92 bin Müttefik askerinin kademeli olarak tahliyesine başlandı. Bu tahliye çalışmalarının Türk tarafınca fark edilmemesi için asker ve malzemeler geceleri gemilere bindiriliyor, gündüzleri sanki yeni malzeme çıkarılıyormuş gibi boş sandık ve kutular karaya çıkarılıyordu. Kalan askerlerle bilhassa ön siperler kuvvetli tutuluyor, gündelik siper muharebelerine devam ediliyordu. 20 Aralık gününe kadar süren tahliye harekatının son aşaması, 20-21 Aralık gecesi gerçekleşti. 21 Aralık 1915 sabahı gün ışıdığında Anafartalar ve Arıburnu Cephelerinde Tek Müttefik askeri kalmamıştı. Tahliye işlemi son derece başarılı olmuş, hiç kayıp verilmemişti. Çekilmeyi gizlemek için geride bırakmak zorunda kaldıkları malzeme ise oldukça fazla idi. Bu malzemenin bir kısmı tahliyenin ardından gemilerin bombardımanıyla ateşe verildiyse de, Türk ordusuna görülmemiş bir ganimet kalmıştı.
Sayfa 197Kitabı okudu
Bir İngiliz esirinin anlattıkları da dikkate değer: "Türkler bizi başlangıçta aldattı. Çok telefat vermemize rağmen biz ilerlemeye muvaffak olduk zannediyorduk. Fakat elimize geçen ilk siperlerden daha ileri gitmek için yaptığımız teşebbüsün müthiş bir ateşle karşılandığını ve taburumuzun kamilen yere serildiğini gördüğümüz zaman başlangıçtaki ilerlememizin bir muvaffakiyet değil, bilakis Türklerin düşürdüğü bir tuzak olduğunu anladık. Türkler evvelce işgal ettiğimiz kendi siperlerine tekrar geldikleri zaman ancak esir olarak elde ettikleri bizlerden başka taburun kalan fertlerini kamilen maktul olarak buldular: Sizi temin ederim ki, taburumuzdan dört-beş kişi sağlam kalmadı. Bizi esir aldıktan sonra sıhhiye askerleri yaralarımızı güzelce sardılar ve bize pek iyi baktılar. Şimdi esir olmayı muharebeye yeğliyoruz."
Sayfa 208Kitabı okudu
Reklam
Türk askerinin üst düzeyde manevi güce sahip olarak gösterdiği kahramanlıkların bir örneğini Mustafa Kemal şöyle anlatıyor: "Biz ferdi kahramanlık sahneleriyle meşgul olamıyoruz. Yalnız size, Bombasırtı olayını anlatmadan geçemeyeceğim. Karşılıklı siperler arasındaki mesafe sekiz metre, yani ölüm muhakkak, muhakkak... Birinci siperdekilerin hiçbirisi kurtulamamacasına kamilen düşüyor, ikincidekiler onların yerine gidiyor, fakat ne kadar imrenilecek bir itidal ve tevekkülle biliyor musunuz!.. Öleni görüyor, Üç dakikaya kadar öleceğini biliyor ve en ufak bir fütur bile göstermiyor. Sarsılmak yok! Okuma bilenler ellerinde Kuran-ı Kerim, Cennet'e girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler kelime-i şehadet çekerek yürüyorlar. Bu, Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren şayan-ı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale Muharebesi'ni kazandıran, bu yüksek ruhtur!"
Sayfa 201Kitabı okudu
Türk askeri, Müttefiklerin öngördüğü gibi kaçmak yerine, Çanakkale'yi Balkan Savaşı hezimetinin, utancının ve lekesinin temizleneceği bir yer olarak görmüş, ölümü hiçe sayarak savaşmıştır. Bunun çok sayıda örneğini görmekteyiz. Mesela Mustafa Kemal (Atatürk), 1 Mayıs 1915'te Arıburnu Cephesi'nde emirlerindeki birliklere yaptıracağı hücum öncesi birlik komutanlarına yaptığı konuşmada: "İçimizde ve kumanda ettiğimiz askerlerde Balkan hacaletinin (utancının) ikinci bir safhasını görmektense burada ölmeyi tercih etmeyenlerin bulunacağını katiyen kabul etmem. Şayet böyleleri olduğunu hissederseniz derhal onları kendi ellerimizle kurşuna dizelim" diyerek bu duyguyu açığa vurmaktaydı.
Sayfa 199Kitabı okudu
Siperlerin bu derece yakın olması, başka bir muharebe türünün, lağım muharebesinin ortaya çıkmasına yol açtı. Lağım muharebesiyle, kendi siperlerinin altından düşman siperlerine konan yüzlerce kiloluk patlayıcı maddenin infilakı ile düşman siperinin içindekilerle birlikte havaya uçurularak işgal edilmesi hedefleniyordu. Arıburnu Cephesinde ilk lağım Bombasırtı'nda, 14. Alay Cephesindeki Türk askerleri tarafından kazıldı ve düşman siperlerinin altında patlatıldı. Ancak lağım patlatılan siperi ele geçirmek üzere yapılan girişim başarılı olamamıştı. Bu tarihten sonra Anzaklar tarafından da uygulanan lağım muharebeleri savaşın sonuna kadar sürdürüldü. Hatta iki taraf, lağım tüneli kazmak için maden işçileri getirterek bu işte kullandı.
Sayfa 135Kitabı okudu
Arıburnu Cephesi'nde Ateşkes Günü (24 Mayıs 1915)
Ateşkes görüşmelerinin yapılması ve uygulanması Arıburnu'nda bulunan 3. Kolordu'nun Komutanı Esat Paşa'nın hatıratına şöyle yansımıştır: "İngilizlerle ölü ve yaralı naklini görüşmek üzere Fransızca ve İngilizceyi iyi bilen Kurmay Binbaşı Ohrili Kemal Bey'i seçtim ve Kabatepe'ye gönderdim. Kemal Bey, Kabatepe'nin
Sayfa 184Kitabı okudu
20 Ocak 1915 tarihinde 19. Tümen Komutanlığı'na Kurmay Yarbay Mustafa Kemal Bey atandı. Mustafa Kemal Bey, Osmanlı Devleti savaşa girince Sofya Ataşemiliterliği'nde kalmak istememiş, kendisine cephede görev verilmesini talep etmişti. Bunun üzerine, o sırada Tekirdağ bölgesinde oluşturulan 19. Tümen Komutanlığı'na getirildi. Bu sırada Çanakkale Deniz Savaşları henüz Başlamamıştı. Mustafa Kemal Bey 24 Ocak 1915'te Tekirdağ'a gelerek görevine başladı. 19. Tümen çalışmalarını tamamlayıp 25 Şubat'ta Maydos'a (Eceabat) intikal etti. Müttefikler 19 Şubat 1914'ten beri denizden Çanakkale Boğazı'nı zorluyorlardı. Müstahkem Mevki Komutanlığı, düşman kuvvetlerinin karaya çıkarma yapma ihtimali karşısında savunma görevini 19. Tümen'e vermişti.
74 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.