16 yaşlarında , ergenliği epey zor atlatan,bu yüzden çevresiyle sürekli sorunlar yaşayan, insanları iki yüzlü, sahtekar olarak görüp (bence bu konuda çok haklı), kendi içinde duygusal çatışmalar yaşayan Holden'in, son gittiği okuldan da atılmasından sonra geçirdiği birkaç günlük süreç kahramanın kendi ağzından nükteli yer yer de argo bir dille anlatılmış.
Ergen bir çocuğun çevresini algılama biçimi ve içinde bulunduğu bunalımı atlatmak için başvurduğu yolların çok samimi bir şekilde dile getirilmesinin yanında yazarın günlük konuşma dilini kullanması da esere akıcılık sağlamış.
Kitapla ilgili olumlu olumsuz epey eleştiri yapılmış. İşin aslı ben sevenler kısmındayım.Okumaya alışık olduğumuz sıradan kitaplardan farklı geldi, çok keyif alarak ve çoğu yerde Holden 'in düşüncelerine destek vererek okudum.Bizim de o yaşlardan geçmemize rağmen çoğu şeyi onların gözünden görmeyi unuttuğumuz gerçeği, üzerinde durmamız gereken önemli bir nokta bence.Gittiği okullar,bu okullardaki öğrenciler ile ilgili düşünceleri ve ailesinin okulların sadece popüler olmasına odaklanması mesela.
Öğretmenlerin, özellikle de anne-babaların çocukların iç dünyalarını daha iyi anlamaları bakımından bu kitabı okumaları gerektiğini düşünüyorum.