Acaba bir tanrıları var mıydı? Onların, zaman zaman birbirlerine yahut başkalarına kızıp, “Allah belanı versin!” diye bağırmak dışında, bir tanrıdan bahsettiklerine hiç şahit olmamıştım. Bir tanrıları, en azından doğru düzgün inandıkları bir tanrıları olmadığına dair ürpertici ve soğuk bir hissi —artık kabuk bağlamış olsa da— ara ara sızlayan, hatta kanayan bir yara gibi hep içimde taşıdım. İnsanın bir tanrısı olur da ondan hiç bahsetmez miydi?
–Eğer mümkün olsaydı Çaylak, bunu onlara sorar, merak ettiğin şeyi öğrenebilirdin.
–Ama mümkün değil! O yüzden sana soruyorum.