Seviyorum.
Epik karakterleri ve bu karakterlerin ardında bıraktıkları hikayeleri okumayı çok seviyorum. Her bir olayla beraber kafamdaki olay örgüsünü yeniden örmeyi; karakterlere sempati beslemeyi, kitabın beni sürekli haksız çıkarmasını, her bir olayın bir öteki ile olan bağlantısını aramayı çok seviyorum.
Götünü yediğim Alper Kamu'yu da çok seviyorum, canım velet. Çok bilmiş olmasına rağmen arada beş yaşında olduğunu bize hatırlatmasını, salak salak duygu değişimlerini, hormonal dengesizliklerini bile açık bir şekilde okuyucuya yansıtmasını, aptallıklarını saklayış biçimini, insanlarla iletişimini...
Güzeldi ya, o kadar güzeldi ki bir şey diyemiyorum. Çok edebi, sanatsal bir kitap değildi, ki olmak zorunda değil. Sadece doğaldı, tanıdık hikayeleri vardı ve beni alıp götürmeyi başardı.