Ankara'da yaşamın boz renkte olduğunu bir daha düşünmeyeceğiniz bir kurgu. Çünkü ortalık kan gölüne dönüyor. Sıradan bir yer ancak kalabalık: terminal. Birçok kişi gelip gidiyor. Peki aralarında yitenleri hiç duydunuz mu? Hayır. Çünkü terminalin her noktası can alıcı olmasına rağmen gidenlerin çığlıklarını hiçbir çalışan ya da yolcular duymuyor, kimse onlardan kuşkulanmıyor ve yalnız değiller. Yalnız olanlar yalnızca ellerine düşenler. Karanlık, acımasız kişilerin ellerindeler. Herkesin isteyerek geldiği ancak onların izni olmaksızın çıkılamayan bir yerdeler.
.
Böylesine bir derde bir aile nasıl düşer ve acılar çeker adrenalinle okuyoruz. Üstelik yaş sınırlamaları da yok. Çocuk ya da büyük... İşlerini görsünler yeter. Geçmişleri sorunlu olanları bir araya getiren çılgın bir adam: Doktor ve yardımcısı. Yolları kesişen bireyler bu kan gölünün ortasından nasıl çıkacaklar peki? Bu denli gözleri kara olabilir miydi? Kendinizi, güç durumlarda ne tepki vereceğinizi bilecek denli yeterince tanıyor musunuz? Okuduktan sonra bir daha düşüneceksiniz.
.
Oldukça akıcı bir anlatım, hızlı bir kovalamaca, gerilimli güzel bir kurguydu. Ancak eleştirim de olacak o da duygudurumsal (psikolojik) yönünün biraz düşük kalması. Bireylerin içinde bulundukları duygudurumunun daha ayrıntılı olmasını ve onların da nasıl evrildiklerini okurken duyumsamak isterdim. Yerler ve olaylar arası geçiş çok hızlıydı. Soluk aldırmadı. Kişiliklerin özellikleri biraz havada kaldı. Sonu ise beklenmedik gelişti. Ters köşe yaptı. Bu da ikincisi olan "Cehennem Kapanı"nı merakla okuyacağım anlamına geliyor. Korku gerilim seviyorsanız öneririm.