Çıkmazdaki Kadın

Şükrü Uyar

En Yeni Çıkmazdaki Kadın Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Çıkmazdaki Kadın sözleri ve alıntılarını, en yeni Çıkmazdaki Kadın kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Aslında Ikbal'inki cahillikten başka bir şey değil di. Karşısındaki adamın bu kadar tehlikeli olduģunu düsünmemişti. Herkesi kendisi gibi iyi niyetli sanıyordu.
İkbal, Ahmet’ten ayrıldığında ve kendisiyle her baş başa kaldığında teselliyi şiirlerde aramıştı. Okuduğu bir şiirin özellikle bir bölümü kendisini çok etkilemişti ve şiirin o bölümü dudaklarından şimdi dökülmeye başlıyordu. “Dalıp git anılara hiç korkmadan! Yeri gelirse ağlayıver, çekinme! Vur kendini gece yarısı vakitlerinde! Gerekirse kendi cenazeni kaldır; Kimseler duymadan, görmeden…”
Sayfa 181 - Kerasus Yayınları
Reklam
İkbal, kendi ayakları üzerinde durmak için okumanın artık tek çare olduğunu biliyordu. Annesinin ve ablasının kaderini yaşamaması gerektiğinin de farkındaydı artık.
Sayfa 9 - Kerasus Yayınları
Halime ve Hatice, Doğuluları kuyruklu olarak biliyorlardı; tabi ki gerçek bu değildi. Ayrıca şiveli konuşmalarıyla da alay etmişlerdi. Oysa Doğulular da insandı ve sadece dilleri farklıydı. Genellikle Kürtçe konuştukları için Türkçeyi ancak okul sıralarında öğrenirlerdi. Hal böyle olunca da konuşmaları biraz şiveli olurdu. Olaya biraz da bu açıdan bakmak gerekirdi, ancak Halime ile Hatice bunu yapmamıştı. Alay ettikleri insanları tanımak için bir kitap dahi karıştırmamışlardı. Eğer karıştırmış olsalardı zaten böyle konuşmazlardı
Sayfa 33 - Kerasus yayınları
Malatya’daki olaylar, Maraş’taki olayların bir devamıydı. Tüm bunlar tamamen rastlantısal bir durumdan ibaret değildi. Dönemin Başbakanı Ecevit, ülkede kutuplaşmayı körüklemek isteyen birtakım güçlerin ve örgütlerin bu yaşananlarda önemli payının olduğunu söylüyordu.
Sayfa 21 - Kerasus yayınları
Malatya’nın üstüne pis kokulu kara bir duman çökmüştü. Denetim elden çıkmıştı. Artık kimin ne yaptığı bilinmez olmuştu. İşaretlenmiş işyerleri ve konutlar tahrip ve yağma edilerek ateşe verilmeye devam ediliyordu. Sokaklara dökülen eşyalar alev alev yanıyordu. Cadde ve sokaklar atılmış buzdolapları, mobilyalar, televizyon ve radyolar, yağ kutuları, kumaşlar, ayakkabılar, sebze ve meyveler, cam parçaları, kapı ve pencere kırıkları, gaz tüpleri ile devrilmiş otolardan geçilmiyordu.
Sayfa 18 - Kerasus yayınları
Reklam
34 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.