Masallar, ruhun imkânsızlık âlemlerini mümkün kılmaktır. Ortaya çıktığı milletin günlük yaşantısını, göreneklerini, tarihini, coğrafyasını yani bir milletin en derinini tanıma yoludur.
Maya yayınlarının çıkardığı bu masal dizisinde okuduğum ilk kitaptı. Ve benim gibi masal delisi bir okur için asla son olmayacak.
Peki, kitap için ne denebilir? Verebileceğim ilk cevap buram buram Doğu kültürü kokuyor olacak. Asya kültürünü tanımak istiyorsanız asla Çin'i eş geçmezsiniz. Başta kendi kıtaları olmak üzere dünyayı derinden etkileyen bir millet. Tarihte de günümüzde de bu durum aynı.
Kitap içerik bakımından belirli başlıklara ayrılmış: Edebi masallar, hayalet masalları, tanrıların masalları gibi. Edebî masallar haricindekiler gerçekten kısa kısa metinlerdi. Buna rağmen ben yine de en güzel bölüm seçimimi edebî masallardan yana yapıyorum. Çünkü diğerleri masallardan çok destan ve mitoloji türlerini çağrıştırdı bende.
Masallar içinde en çok dikkatimi çeken ise "Tanrıların Masalları" bölümündeki "Çoban ile Dokumacı Kız" masalı oldu. Çünkü birkaç sene önce okuduğum bir Japon masal kitabında aynı konuyu işleyen bir masal okumuştum. Coğrafî yakınlıktan mı doğuyor bu benzerlik yoksa insanlar yıldızlar başta olmak üzere doğadaki birçok şeyin meydana gelmesini aynı şeklide mi algılıyor o kadarını bilemeyeceğim. Diyeceğim son şey masal meraklılarına tavsiyemdir.
Hep kitaplarla kalmanız dileğiyle.
