Herkes gibi bende kitabı cinli-korkunçlu diye alıp okudum. Ama korku unsuru kitaba hiç hakim değildi. Bir ara olay kurtlar vadisine döndü. Herkes birbirinin ardından pusu kuruyor kitapta. Yani bir acayipti çok kötü bir kitap degildi ama iyi de değildi. En azından merak duygusu yaratmayı başardı bende. Okurken kitaptan kopmadım, yer yer sıkıldığım noktalar oldu. Sonu da beklediğimden çok çok farkli çıktı. Kitap 2004- 2006 arasında yazılmış. Kitapta bahsi geçen tarikat gülen cemaati. Bunu açık açık belirteyim. Taaa o zaman da yazar resmen tüm örgütlenmeyi biiir birrr yazmış. Hakim, savcı ve polis alanındaki yapılanmaların hepsi var. Sağır sultanın bile bildiği bir yapılanmayı... Çok kandırıkçı bir cemaat bu. Neyse yazmıycam konu siyasete giricek. Kitap kapağı tasarımı inanılmaz kötü, hatta buna benzer ya da aynısı afişli bir korku filmi izledim zanninca. Ayrica benim takıldığim bir nokta oldu. Kitabın ana karakteri bahar aylarınin tasfir edildigi bir zaman diliminde karacabey bogazköye gidiyor, hatta turizm sezonunun açılmadigindan etrafin tenhaligindan bahsediliyor. Bu ana karakter girdigi bir evin bahcesindeki asmadan üzüm koparıp yiyor. Bizim memlekette üzümler agustos ayinda yenilcek kivamda olur. Sevgili yazar bey... Turizm sezonunun en cafcafli oldugu zamanlarda.... Benim acayibime gitti. Hadi sofrada oturup yeseler o üzümü neyse. Bahar ortasinda nerde buldunda asmadan üzüm yedirdin o karaktere allaseen..