En Beğenilen Çin'den Görünen Osmanlı kitaplarını, en beğenilen Çin'den Görünen Osmanlı sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Çin'den Görünen Osmanlı yazarlarını, en beğenilen Çin'den Görünen Osmanlı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tang Hanedanı döneminde Türkler’den “Tu Jue” olarak bahsedilmesinin ardından yaklaşık bin yıl sonra Osmanlı Devleti’ni, Hunlar ve Göktürkler’in devamı ve Türk İmparatorluğu olarak düşünen, Çin tarih kayıtlarındaki en eski isimleri olan “Tu Jue” ile tanımlayan ilk Çinli düşünür ve devlet adamı Kang You Wei olmuştur. Bu bakımdan Kang’ın Osmanlı Devleti’ne ve tarihimize bakışı son derece önemlidir.
19. yüzyıl sonundan itibaren Çince’de Osmanlı İmparatorluğu için “Tu Er Qi” ismi kabul görmeye başlamıştır ve günümüzde de Türkiye için aynı isim kullanılmaktadır. 1849’da yayınlanan ve Çin tarihinin o güne kadar yazılmış en kapsamlı dünya coğrafyası kitabı olan “Ying Huan Zhi Lue” içinde Osmanlı Devleti için “Tu Er Qi” ismi kullanılmış ve dönemin Osmanlı Devleti’nin sınırlarını gösteren ayrıntılı haritalar eser içinde gösterilmiştir. Eserde Osmanlı için “Tu Er Qi” ismi dışında on farklı isim daha bulunduğu belirtilmiştir.
Türkler bizim ülkemizden gelmişlerdir, bu sebeple aramızda çok benzerlikler vardır.
Zeng Jie Gang’ın günlüğünde de Türkler’in elbiselerinin bizim ülkemizle aynı olduğu yazılıdır, onun bu günlüğü yazdığı günlerde demek ki elbiseler henüz değişmemişti.
Türkler Moğollar’dan elde ettikleri toplar ve barut ile Avrupa’yı yenmiş ve uzun zaman devam eden feodalitenin de sonunun gelmesine neden olmuşlar, krallar güçlenmiş, büyük devrimler olmuş ve her ülke anayasasını yapmıştır.
Türkiye’deki Alman büyükelçisi Sun Jun Bao Qi bana Türkler’e nasıl baktığımı sordu, ona dedim ki; Türkiye’nin düzelmesi çok zordur, bu ülke yıkılacaktır. Eşitlik ve özgürlük Fransız devrimi sırasında hastalığı tedavi eden ilacın adıydı, çok kısa bir süre için içip herkesin mutlu olması içindi, bu sadece bir süre devam edebilirdi. Burada hastalık çok ilerlemiştir bunun kolayca düzelmesi zordur. Bu eski yönetimin birkaç bin yıllık tarihi vardır, bu yönetim şekli artık bir tür alışkanlığa dönüşmüştür, ülkenin kaderi ise kanunlara bağlıdır. Bunun kötü tarafları olsa da yavaş yavaş bu hastalıktan kurtulabilirler. Eğer bir anda eski yönetimden vazgeçilirse, insanların alışkanlıkları ve gerçek durum dengeli olmaz.
Konstantin bu yeni başkenti kurarken, gerçekten de çok bilgece(bilerek) hareket etmiştir. Avrupa ve Asya'yı kontrol eden merkezi bir başkent yapmıştır, Roma bile burasıyla karşılaştırılmaz, bugünkü Paris, Londra, Viyana, Berlin buranın yanından bile geçemez! (Bu kentin kurulması yakın dönem Ruslar'ın Peter'inin Saint Petersburg'u kurması gibidir ancak orası burası ile yarışamaz. İki denizin birleştiği yeri merkez haline getiren (bu yer), iki kıtanın topraklarını da kontrol etmektedir, burası eşsiz bir başkenttir. Çin, Hindistan, İran'da İstanbul kadar güzel ve eşsiz bir yer bulunamaz.