Futbol Yazıları Çizileri

Çizgi Açığı

Tanıl Bora

En Eski Çizgi Açığı Gönderileri

En Eski Çizgi Açığı kitaplarını, en eski Çizgi Açığı sözleri ve alıntılarını, en eski Çizgi Açığı yazarlarını, en eski Çizgi Açığı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bazen de hasta ziyaretine benzer
Attığı kornerle bile 'Çabalama kaptan ben gidemem' mesajı veren bir takımın, rotasından şaşmış şutların, iki pasın uç uca eklenemediği nâkıs teşebbüslerin, autlarla faullerle taçlarla sünen berbat maçların metanetle seyrine bakar bu gibiler. Taraftar sabrı yetmez, vefa da kifayet etmez, bir nevi 'kötü film estetiğini' içselleştirmiş olmak lâzımdır
Sayfa 29
Memleket statları kar ile boran
Topçular için kış maçlarının en çileli anı herhalde dikitlere dönüşme tehlikesi atlattıkları seremonidir. Kızarmış ağızlarından burunlarından buhar bulutları salarak kırmızı-turuncu topu kovalamaya başlayınca, gerisi daha kolay. Kış futbolunun ayrı bir tekniği ve görselliği var. Donun taşlaştırdığı zeminde porsuk koşuları, yamuk vuruşlar, uzun def-i hacet topları... Baharda düzde skandal sayılacak sakarlıkları müsamahayla izleyen güngörmüş futbolseverle kar-kış kazalarının komiğine kahkahayı basan arsız tüketiciyi de bu günlerde ayırt edersiniz.
Reklam
Evvel baharda futbol
‘Nisan, ayların en zalimi’ T.S. Eliot’ın meşhur dizesini bütün bahara teşmil etmeli. Baharın zalim yüzünü unutmamalı. Ahir kışın ve peşin yazın gafil avlayışını, faniliği hatırlatan nisan yağmurunu, polen alerjisini falan kastediyor değilim. İlkbahar provokatiftir ve sadece olumlu anlamda değildir onun tahriki. Şımarık kışkırtısıyla peydahladığı umutlara hudutlarını gösterir hemen. İnfilak eden arzularla aczler arasındaki gergin ipte bir cambazdır ilkbahar. Ergenin kendini evinde hissettiği mevsimdir - ve ergenlik biraz da evden gitmek istemektir. Şüphesiz ilkbahar aynı zamanda bu güzel havada okula gitmek zorunda olmanın saçmalığı demektir.
Oynamak mı seyretmek mi
Evet, kimileri için ‘Filozoflar dünyayı yorumlamaya çalıştılar, oysa aslolan onu değiştirmektir’ düsturu gibi bir şeydir bu. Her top oynama imkânını bir nasip sayarlar, kendi acemi top tepme âyinlerini televizyondaki en muhteşem futbol seyirliğine tercih ederler. Hayat-sanat ikileminin futboldaki rotası budur. Şiirde kendini deneyen garip, zirvedekiler (‘kendi’ şairi) kıratında olamadığını kendine itiraf ettiği anda yazmaktan vazgeçer. Kabiliyetsizliği zamana ve tecrübeye meydan okuyan futbol heveskârı, vazgeçmez. Engel, anca yaş olabilir. Yaşla beraber ortopedi, genel olarak sıhhat. Onlar tarafında durdurulmadıkça, hep devam... Futbol, hayatı sanata taklide kışkırtır. Amatörce, veya amatörce bile değil, karadüzen futbol, hayatın sanatı taklididir.
Bir zihin egzersizi: Onbir yapmak
Dünya Kupası'nın en iyi onbirini nasıl yaparsınız? Onbir yapmak, biten turnuvalar veya sezonlar üzerine tefekkür etmenin ve bunları hazmetmenin vazgeçilmez yollarındandır. Parlayan yıldızları, akılda kalan aktörleri böylece yâd edersiniz. Derlemelerin yanında, resmen veya gönüllerde şampiyon olmuş kadroları tam tekmil saymak da vardır tabii. Futbol meczubu için, 'efsane onbir' saymak, zikretmeye, tesbih çekmeye benzer.
Şerefli mağlubiyet
Cem Can’ın ‘Mağlubiyete Övgü’ başlıklı bir yazısı var. 2003’te yazmış. “Hep yenenler, bir zaman sonra kendi pozisyonlarını korumak dışındaki bütün duygusal yeteneklerini, insanlık durumuna dair bütün bilgilerini ve ilgilerini yitirirler. Duyarsızlaşır ve yüzeyselleşirler” diyor. Levhaya yazılıp Saracoğlu, Telekom Arena, İnönü statlarına asılması gerekir, bana sorarsanız. Cem Can 2004’teki bir yazısında da ‘şerefli mağlubiyet’ mefhumunun alay konusu yapılmasından dert yanar. ‘Şerefli mağlubiyet’, evet, Avrupa platformunda başarılı olmanın tasavvur edilemediği bir teslimiyet çağının simgesi, bir ‘eziklik’ alâmetiydi. Ama ‘yalın’ anlamına tutunursak, neticeye bakmadan namusuyla didinmenin, ‘hakça mücadelenin’ ahlâkını ifade ediyordu bu mefhum; Cem Can bunu hatırlatmaya çalışıyordu. 2007’deki bir yazısında kullandığı yine yalın ve salih tabirle ‘futbolcuların futbola sadakatinin’ de bir ölçüsü idi bu. Zira ‘şerefli mağlubiyet’ mefhumunun kovulduğu bir ortamda, ‘şerefsiz galibiyetler’ kimseye çirkin gelmiyordu Cem Can’a göre.
Reklam
14 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.