Batı felsefesini çizgilerle anlatan giriş seviyesinde bir kitap. Gayet akıcı, mizah katarak yazılmış bir kitap. Doğrusu. M.Ö ilk felsefeciden günümüze kadar gelen bir çok filozofun kısa düşüncelerini okuduğum zaman üzüldüm diyebilirim. Düşünce, sorgulama, kafa yorma harika. Ama yanlış sularda olunca sonuçsuz kalıyor. Hakikat arayışında batıldan batıla atlanılan bir felsefe tarihi. Öncelikli düşünce Allah ile ilgili iken, insan kimdir sorusuna geliyor. Aydınlanma ile birlikte felsefe bilime ve iktisada da kayıyor. Peşinden psikoloji de işin içine giriyor. Ver elini komünizm. Ellerindeki batıl dini eleştirmek adına tüm dinler elden çıkarılınca, hakikat değil şüphe ortada kalıyor. Ve işin kötüsü kafası karışık batı bu felsefeyi tüm dünyaya gerçek olarak sunabiliyor. Biz kendi adımıza şunu bilmeliyiz. Kendimizi, dinimizi, kültürümüzü, yapımızı anlayıp sonrasında eleyerek batı felsefesi okumalı. Tabi önce kendi inancımızı yerleştirdikten sonra. Felsefe yapmak istiyorsak bu şart. Çünkü benim gördüğüm günümüz felsefecileri kopyala yapıştırdan başka bir şey yapmıyor. Velhasıl önceliğiniz olacak bir kitap değil. Yazar muhtemel Marksist. Kapitalist batıya kızsa da kendi de batıldan sürünüyor. Kitabı İslami anlamda alt yapısı olan, ortalama felsefe ve tarih bilen kişiler okusun. Böyle.