Çöp Plaza
Miyase SertbarutSayfa Sayısına Göre Çöp Plaza Sözleri ve Alıntıları
Sayfa Sayısına Göre Çöp Plaza sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Çöp Plaza kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir şey ne kadar çok ekmek ederse o kadar değerliydi… Ekmek, tok bir karındı. Sofranın demirbaşı, olmazsa olmaz, olmazsa uyku tutmazdı. Bu nedenle yere düşen bir parçacık ekmeği bile kaldırırdı. Tozunu üfleyip ya bir duvar üstüne ya da ayakaltı olmayan bir ağaç dinine koyardı. Kuşlar, karıncalar, kediler, köpekler ve büyüteciyle bile göremediği küçücük canlılar için.
Sayfa 22Kitabı okudu
...
" Ne alacaksın oğlum? Biz almaya değil, satmaya geldik."
"Belki şey bulurum, büyüteç..."
"Ben buldukça getiriyorum ya sana. Ona vereceğin para ile dört beş ekmek alırız."
Bu ölçü birimini Çöp Plaza'daki bütün çocuklar gibi Fırat da erkenden öğrenmişti. Bir şey ne kadar çok ekmek ederse o kadar değerliydi... Ekmek tok bir karındı. Sofranın demirbaşı, olmazsa olmaz, olmazsa uyku tutmazdı.
Sayfa 24Kitabı okudu
İnsanlık doğa ile savaş içinde kazanırsa kaybedecek...
Buna biz neden olduk. Ne yazık ki böyle. Çünkü yalıtılmış bir dünya kurduk burada. Kendimizi, en çok da çocuklarımızı dış dünyadan ayırdık. Fanus içinde fanus yarattık. Doğdukları andan başlayarak özel ortamlar kurduk. Yapay güzellikler sunduk. Süt mü gerekiyordu, en güzel ineğin sütünü bulduk. Beş miligram kalsiyum mu gerekliydi, biz 500 gramı hazır tuttuk. Gerekli aşıların yanı sıra gerekmeyen aşılar yaptık. Doğa biçimlendirecekti onları, biz doğaya meydan okuduk. Şimdi başımız dertte. Bu hâlleriyle yaşamaları imkânsız.
Sayfa 28Kitabı okudu
Evet bu nasıl oldu? Niçin oldu? Yanıtı yaptıklarımızda... Buna biz neden olduk. Ne yazık ki böyle. Çünkü yalıtılmış bir dünya kurduk burada. Kendimizi, en çok da çocuklarımızı dış dünyadan ayırdık. Fanus içinde fanus yarattık. Doğdukları andan başlayarak özel ortamlar kurduk. Yapay güzellikler sunduk. Süt mü gerekliydi, biz 500gramı hazır tuttuk. Gerekli aşıların yanı sıra gerekmeyen aşılar yaptık. Doğa biçimlendirecekti onları, biz doğaya meydan okuduk. Şimdi başımız dertte. Bu hâlleriyle yaşamaları imkansız.
Sayfa 28Kitabı okudu
Sevilmediklerini bilen çocuklar, nefret etmeyi de böyle böyle öğrendiler.
Sayfa 37Kitabı okudu
İnsanın geride bırakacağı fazla bir varlığı yoksa nerede olsa yaşardı ki...
Sayfa 37Kitabı okudu
Sevilmediklerini bilen çocuklar, nefret etmeyi de böyle böyle öğrendiler.
Sayfa 37 - TudemKitabı okudu
Herkes güçlü komşusu olsun istiyordu. Böylece kendilerini daha yıkılmaz, daha yüce, daha ulaşılmaz hissediyorlardı.
Sayfa 39 - Tudem
İnsanın geride bırakacağı fazla bir varlığı yoksa nerede olsa yaşardı.
Sayfa 40Kitabı okudu
Yeşilse yeşil kalsın bağlar,karlıysa karlı kalsın dağlar; tilkiler,kurtlar yesin mor salkımı üzümleri; içinden bal taşan kovanlar, ayıların olsun
Sayfa 43Kitabı okudu
“Kıtlık açlık demektir,yoksulluk değil”
Sayfa 45Kitabı okudu
“Açma bu kadar televizyonun sesini, yaşlandın mı nedir?”
Oysa kapıcının kulakları çok hassastı. Elektrik direğinin altına bıraktığı torbalardan hangisinin açıldığını, el arabasına şişe mi, plastik mi atıldığını, direğin altında kaç kişi olduğunu anlayacak kadar iyi duyardı.
Bu, sefaletin sesiydi ve onu ancak televizyonun sesiyle bastırabilirdi.
Sayfa 48Kitabı okudu
"Hiçbir şeyimsin sen."
Sayfa 48Kitabı okudu
"Kıtlık var zaten Feride. Şimdi de kıtlık var, ama bizim için."
Sayfa 50 - TudemKitabı okudu