Seher : "Ne geldiyse sevdadan geldi başımıza kafamda bir mermi çekirdeğiyle yaşamaya mahkumum şimdi, semranın abisinden armağan. Aklım gider gelir bazen, bazen de gider hiç gelmez. Her güzel gülüş semraya götürür beni. Bir gülüş uğruna harcanmış hayatların muhasebesini tutmaya mecalim kalmadı artık. Bakmayın öyle, bildiğiniz gibi değil hiçbir şey."
Devran: "Ah be gülüm! Ah be nar çiçeğim! Böyle mi olmalıydı bu aşkın sonu?"
Efsun: "Ben sevgilime aitim sevgilim de bana Ey beyaz serçe bana soru sorma artık Ne kimse yorulsun ne de kimse üzülsün Ben sevgilime aitim sevgilim de bana"
Leylan: "Cinsellik, sevişmek aşkın değil, biyolojinin,kimyanın konusudur. Onu aşkın konusu yaparsanız yanıltır sizi kandırır. Sevişmeyin demiyorum, sevişin. Ama en azından cemal Süreyyayı dinleyin: yoksulsuz gecelerimiz çok kısa, dört nala sevişmek lazım. Sonrası geriye kalan aşktır, baki kalan aşk"
"Sendeki güzelliği, saflığı, iyiliği görebiliyordum;çekingen hallerin seni daha çekici kılıyordu. Ben senin kapalı da olsa içindeki doğal insana aşık oldum."
Bu işte bir yanlışlık olmalıydı, her şey bu kadar basit olamazdı. Tamam, ateş düştüğü yeri yakardı ama hayat olduğu gibi devam etmemeliydi. Uzayın boşluğuna savrulup yok olmuyordu acılar. Nereye gidiyordu peki bunca acı, bunca yaşanmışlık neyi değiştiriyordu?
Yapmış olmaktan gurur duyacağınız çok fazla şey olmayabilir hayatınızda. Bunu biliyor olmak sizi huzursuz etse de, düşündükçe kahrolmazsınız en azından. Tersinden düşünün, yapmış olmaktan utanç duyacağınız şeyler varsa ne olacak peki?
Yapmış olmaktan gurur duyacağınız çok fazla şey olmaya bilir hayatınızda. Bunu biliyor olmak sizi huzursuz etse de, düşündükçe kahrolmazsınız en azından. Tersinden dü şünün, yapmış olmaktan utanç duyacağınız şeyler varsa ne olacak peki?