Değil Efendi'nin Renk ve Korku Meselleri
İsmail GüzelsoyDeğil Efendi'nin Renk ve Korku Meselleri Sözleri ve Alıntıları
Değil Efendi'nin Renk ve Korku Meselleri sözleri ve alıntılarını, Değil Efendi'nin Renk ve Korku Meselleri kitap alıntılarını, Değil Efendi'nin Renk ve Korku Meselleri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Adalet hissi korkudan daha ağır basmıyorsa ilim, irfan ne işe yarar ki?"
At konuşur muymuş? Dedim: Ulan çatır çatır konuşur da sen anlamıyorsun diye hayvanı ne diye hakir görüyorsun, avanak?
Sayfa 229 - DOĞAN KİTAPKitabı okudu
Vicdan, bir azaba dönüşmediği sürece anlamlı olabilir, ama her güzel duygu gibi rahatlıkla bir kabus halini de alabilir.
Sayfa 83Kitabı okudu
Birinin bize acıması ne tuhaf bir duyguydu. Derinlerinde lütufkâr bir merhamet duygusu barındıran bu duygulanışta iki şeyin önemli olduğunu düşündü Şair: Biri bize ne için acıyordu ve bunu kim yapıyordu? Bu iki sorunun cevabına göre, acınacak durumda olmak müthiş gurur verici bir şey haline de gelebilirdi. Acınan her canlı öyle ya da böyle sevilmeyi de hak eder. Acıma bir sevme vaadiydi. "Peki ya acınacak durumda mıydım sahiden?" diye sordu kendisine.
Sayfa 114Kitabı okudu
"Ben insanları dinlerken neyin yalan olduğunu değil; nelerin doğru olabileceğini anlamaya çalışıyorum."
Sayfa 79Kitabı okudu
Akılsızlar her şeyi kendisine düşman eder, akıllılar ise düşmanının gücünü bile kendi lehine kullanmayı bilir.
Sayfa 225 - DOĞAN KİTAPKitabı okudu
Konuşmayı reddeden biri kadar yürek daraltıcı bir şey var mıydı dünyada?
Sayfa 87Kitabı okudu
"İşittiğin bir hikayenin ne kadarını sen yazarsan, o kadar seversin onu."
Düşünürseniz inanmanız imkansızlaşır Habil Bey. İnsan, üzerine düşündüğü bir şeye inanmaz; onun doğruluğuna ya da yanlışlığına kanaat getirir sadece.
Sayfa 83Kitabı okudu
Ne söylersek söyleyelim, galiba insanlar hakikaten ikiye ayrılıyor. Dünyayı olduğu gibi kabul edenler ve onu tatsız bir başlangıç olarak görüp gözünü ötelere dikenler, şeklinde. Birinci tarz insanı hep kıskanmışımdır zaten. Onları tatmin edecek yığınla şey var burada. Tıpkı bir bardak birayla körkütük sarhoş olan Ayhan Abi gibi. Masrafsız ve eziyetsiz... Oysa biz... Ömrümüzü birer kâbusa çevirmeyi göze alarak bu gezegeni hayallerimizle kıyaslamışız ya bir sefer; asla iflah olmayacağız."
Sayfa 108Kitabı okudu
"İşittiğin bir hikâyenin ne kadarını sen yazarsan o kadar seversin onu"
Sayfa 312Kitabı okudu
"Kedi miyavlarken, köpek havlarken ne dediğini anlıyor musun ki? Konuşuyor işte hayvan! Sen anlamıyorsan ne yapayım? Ama ya ben anlıyorsam? Öyle ya!"
Sayfa 229 - DOĞAN KİTAPKitabı okudu
Sırlar ya büyük dostlukların ya da büyük husumetlerin yatağıdır. Yalan mı? Ayriyeten, dostluk ile düşmanlık arasındaki en büyük fark şudur ki, dostluk acemi başlar efendim; gayet sakar ve ürkektir. Bir serçe kadar ürkek... Halbuki düşmanlık vakur ve ihtişamlıdır.
Sayfa 115Kitabı okudu
"Şimdi gördüğünüz, Allah'ın yarattığı ilk nesnedir. İsmi: Hiç, sadece karanlığın kalbinde var olabilen bir nesnedir. Rabbimiz Hiç'in hiç de güzel olmadığını anladığı zaman , hemen Şey'i yarattı."
Sayfa 11 - DOĞAN KİTAPKitabı okudu
Konuşmayı reddeden biri kadar yürek daraltıcı şey var mıydı dünyada?
"Tabii ki" derdi Değil Efendi, "bilhassa hoş bir sohbeti sizden esirgeyen şahıs hayatta en sevdiğiniz insansa. Artık ona söylemeyi arzu ettiğiniz her söz zihninizin boşluğunda yankılana yankılana büyüyecek büyüyecek ve nihayet uçsuz bucaksız, başsız sonsuz söylenmemiş sözler labirentine dönecektir. Ah, işte bu dile gelmemiş sözler nasıl da zamanla küflenir, paslanır, çöker, bozulur ve gönlünüze kasvet yükü haline gelir, değil mi? Onu inkâr etmek için aklınızdan akıp geçen tatsız sohbeti işitmemeye gayret edersiniz çaresizce. O sohbeti yapan iki ses de sizi... Ah! Nice akil adam gördüm, böyle böyle aklını yedi, evlerden ırak.
Sayfa 87Kitabı okudu