Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Deliller Işığında Cehri ve Sırri Zikir

Abdülhay El-Leknevi

Deliller Işığında Cehri ve Sırri Zikir Hakkında

Deliller Işığında Cehri ve Sırri Zikir konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
0/10
0 Kişi
2
Okunma
1
Beğeni
193
Görüntülenme

Hakkında

İmdi zikir, hatırlatmak ve anmak gibi manalara gelir. Dini bir terim olarak ise zikir, Allahu tealayı razı olacağı şekilde anmak, dua etmek ve ibadet etmektir. Zikrin sesli ve sessiz olmasındaki ihtilaf özellikle tasavvuf ehlinin ortaya çıkması ile meydana gelmiştir. Bir topluluğun birlikte ve sesli bir şekilde zikir çekmesi ile alakalı bir hadisi şerif var mı? Biz bilmiyoruz. Her mü'min için esas olan zikir, kur'an ve sahih sünnette anlatılan zikir olmalıdır. Bizde bu sebepten ötürü elimizdeki bu nadir ve zarif risaleyi ümmetin istifadesine sunmak için tercüme etmeye çalıştık.
Çevirmen:
Cihan Varhan
Cihan Varhan
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 12 dk.Sayfa Sayısı: 113İlk Yayın Tarihi: 2 Nisan 2019Yayınevi: İlim & Hikmet
ISBN: 9786056905681Ülke: TürkiyeDil: Türkçe
Türler:
Reklam

Yazar Hakkında

Abdülhay El-Leknevi
Abdülhay El-LekneviYazar · 12 kitap
Banda’da (Hindistan) doğdu. Soyu Ebû Eyyûb el-Ensârî’ye dayandığı için Ensârî nisbesiyle de anılır. Babası hadis, fıkıh ve aklî ilimlere dair otuzdan fazla eser vermiş bir âlimdir. Leknevî on yaşında iken Kur’an’ı ezberledi, babasından aklî ve naklî ilimleri öğrendi. Hâfızlık yaptığı yıllarda Farsça, belâgat ve hat dersleri aldı. On yedi yaşında öğrenimini tamamladıktan sonra babasıyla gittiği Haydarâbâd’da Medresetü’n-Nizâmiyye’de iki yıl eğitim öğretim faaliyetinde bulundu. Babasıyla hacca gitti (1863), dönüşünde Haydarâbâd’da tedris ve telif hayatına devam etti. Babasının Haydarâbâd’da kadılık ve Adâletü’n-Nizâmiyye’de yöneticilik görevinde iken vefat etmesi üzerine (1868) bu görev kendisine verilmek istendiyse de kabul etmeyip Banda’ya döndü ve amcası Muhammed Mehdî’nin kızıyla evlendi. Leknevî, ikinci haccı sırasında Ahmed b. Zeynî Dahlân ve İbn Humeyd’den Mekke’de, Muhammed b. Muhammed el-Arab el-Mağribî, Abdülganî b. Ebû Saîd el-Ömerî el-Müceddidî ve Ali el-Harîrî el-Medenî’den Medine’de bazı eserlerin rivayeti için icâzet aldı. Babasının dayısı Muhammed Ni‘metullah b. Nûrullah el-Ensârî’den matematik ve aklî ilimler, Muhammed Hâdim Hüseyin el-Muzafferpûrî’den Farsça ve riyâziyyât öğrendi. Hamîdüddin Ferâhî’den fıkıh okudu. Kısa ömrüne rağmen Zahîr Ahsen en-Nimevî, Muhammed Abdülbâkī el-Leknevî, İdrîs b. Abdülalî en-Nekrâmî gibi pek çok öğrenci yetiştirdi (Veliyyüddin en-Nedvî, s. 120-145). Leknevî 30 Rebîülevvel 1304’te (27 Aralık 1886) vefat etti. Kaleme aldığı biyografisinde kendisinde sâdık rüya görme özelliğinin bulunduğunu, meydana gelecek olaylar hakkında rüya yoluyla açıkça veya işaretle bilgi sahibi kılındığını, bu yolla sahâbe ve ileri gelen âlimlerle görüşerek kendilerinden faydalandığını ileri sürmüştür (er-Refʿ ve’t-tekmîl, neşredenin girişi, s. 28). Usul ve fürû ilimlerinde söz sahibi olan Leknevî delillerden hüküm çıkarmada oldukça mâhirdi. Hanefî olmasına rağmen mezhebin görüşüne muhalif açık bir delil bulduğunda mezhebin görüşünü kabul etmezdi (Abdülhay el-Hasenî, el-İʿlâm, VIII, 1268). Hadis ilimleri ve fıkıh yanında tefsir, tarih, ensâb, edebiyat, felsefe ve mantıkla da meşgul olan Leknevî, İngiliz idaresinin Hint alt kıtasını işgalinin en yoğun yaşandığı dönemde dinin temel kaynaklarına dönüş hareketine önem vermiş, bu durum halkın kendisine olan güvenini arttırmış, Seyyid Ahmed Han öncülüğünde devam eden İngiliz yanlısı çabaların halk nazarındaki etkisinin azalmasında önemli rol oynamıştır. Eserleri. 120’ye yakın çalışması bulunan Leknevî’nin tahkik ederek neşrettiği kitaplara mukaddimeler yazmak, eserin müellifi, şârihleri, o sahada yazılan diğer eserler hakkında bilgi vermek, eserin muhtelif nüshalarına başvurarak güvenilir bir nüsha ortaya koymak ve gerekli yerlere notlar düşmek suretiyle o zamana göre yeni bir tahkik usulü geliştirdiği kabul edilmiştir (Veliyyüddin en-Nedvî, s. 158-159).