Yine bir hevesle yine büyük bir heyecanla başladığım bir Yaşar Kemal romanından umduğumu bulamadım. Kitapla ilgili tavsiyeleri çok işitince beklentiye girmeden de yapamıyor insan. Fakat bana, tüm Yaşar Kemal kitapları birbirini hatırlatmaya başladı. Çukurova, zalim ağalar, ezilen köylüler, silahlar...
Yaşar Kemal bu sefer kan davası güden iki büyük ailenin hikayesini biz okuyucularla buluşturuyor. Bu sefer ailenin en büyük erkekleri Derviş Bey ile Akyollu Mustafa'nın kan davası uğruna çektiklerini, korkularını, titremelerine şahit oluyoruz. Bu noktada kitabın seri ismi olan Akçasaz'a da bir açıklık getirmek istiyorum. Akçasaz yöredeki en büyük bataklığın ismi. Derviş Bey ile Akyollu Mustafa'da Akçasızın etrafındaki geniş arazilerin sahipleri. Roman boyunca yörenin diğer ağaları Süleyman Aslansoypençe, Cafer Özpolat, Hacı Kurtboğa, Ala Temir Ağa, Mahir Kabakçıoğlu, Muallim Rüstem Bey ve Süleyman Sami bu iki kan davalının mücadelesinden çıkar sağlayarak Akçasazın etrafındaki verimli toprakları ele geçirme peşindelerdir. Bu mücadele sırasında ağaların köylüye zulümlerine yakından tanıklık edip, yıllar boyu değişmeyen ezen ve ezilen sınıfın mücadelesini yakından izliyoruz. Maalesef yöresel deyişler ve özne-yüklem uyumsuzluğu gibi sebepler romanın okunmasını zorlaştırıyor. Bu nedenle İnce Memed serisinin dışına pek çıkılmaması gerektiğini düşünüyorum.
