Kitabın orijinal ismi The Road(Yol). Türkçeye farklı yayınevleri tarafından Yol, Demiryolu Serserileri, Haytalarla Çolpalar gibi isimlerle cevirilmiş. Hayta, usta serseri demektir. Çolpa ise bu işin acemisi.
Jack London gençlik yıllarında serserilik yaptığı dönemleri anlatıyor bu kitapta. ABD'de 1893 paniği olarak adlandırılan mali krizin iş bulma olanaklarını zorlaştırdığı bir dönemde, London ABD'yi bir uçtan diğer uca kaçak olarak bindiği trenlerle dolaşıyor. Cebinde metelik yok. Dilencilik yapıyor, istasyonlarda, trenlerde, ahirlarda, parklarda geçiriyor geceyi. Kendisi gibi serserilerle, berduşlarla yoldaşlık yapıyor. Kaçak olarak bindiği trenlerde kondüktör, gardıfren vs. tren personeli ile kedi-fare oyunu gibi kovalamaca sahnelerine maruz kalıyor. Özellikle bu kovalamaca sahneleri zaman zaman o kadar komik bir hal alıyor ki okurken gülmekten kendinizi alamıyorsunuz. Bir de Niagara Şelalesi'ni görmeye gittiğinde kentte sebepsiz yere polis tarafından yakalanarak uyduruk bir yargılama ile 30 gün hapse atılıyor. Kodeste yaşadığı ve gördüğü dehşet verici olayları da anlatıyor. Beni en çok etkileyen bölümlerden biridir kodes anıları. Sonuç olarak büyük yazarın serserilik yaptığı dönemleri kendi kaleminden okumak için mutlaka okuyun bu kitabı. Yazarın nasıl çetin koşullardan geçtiğini, nasıl zorlu bir yaşam mücadelesi verdiğini görüyorsunuz.