Demokritos ile Epikouros'un Doğa Felsefelerindeki Ayırım Sözleri ve Alıntıları
Demokritos ile Epikouros'un Doğa Felsefelerindeki Ayırım sözleri ve alıntılarını, Demokritos ile Epikouros'un Doğa Felsefelerindeki Ayırım kitap alıntılarını, Demokritos ile Epikouros'un Doğa Felsefelerindeki Ayırım en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İmdi, iki adamın (demokritos ile epiküros) adım adım karşıt olduğu görünüyor: biri kuşkucu, öteki inakçı (dogmacı); biri duyusal dünyayı öznel görünüş olarak alıyor, öteki nesnel ortaya çıkışı. Duyusal dünyayı öznel görünüş olarak anlayan, deneysel doğa biliminin, pozitif bilimin içine dalıyor ve deney yapan, her yerde öğrenen, uzaklarda gezinen kişinin huzursuzluğunu ortaya koyuyor. Görünen dünyayı gerçeklik olarak anlayan ötekisi ise deneye metelik vermiyor. Kendi içinde doyum bulan düşünürün dinginliği, ex principio interno (içsel bir ilkeye dayanan) bilgisini yaratan bağımsızlık onda bütünleşiyor. Ama çelişki gittikçe artıyor: duyulur doğayı öznel görünüş diye anlayan kuşkucu ve deneyci kişi, duyulur doğayı zorunluluk anlayışına bağlı olarak inceliyor ve nesnenin gerçek varoluşunu açıklamaya, kavramaya çalışıyor. Oysa görünüşü gerçek olarak gören felsefeci ve inakçı kişi her yerde sadece rastlantı görüyor ve açıklama biçimi daha çok doğadaki tüm nesnel gerçekliği ortadan kaldırmaya yarıyor. Öyle görünüyor ki, bu karşıtlıklarda belli bir terslik yatıyor.
Bu ahlaksal tutumun tüm kuramsal ve uygulamalı özgeciliği nasıl yok ettiği konusunda Ploutarkhos, Marius'un Yaşamöyküsü'nde (Paralel Yaşamlar, 21, 7-8) korkunç bir tarihsel belge aktarıyor. Kimberlerin tüyler ürpertici yok oluşu anlatıldıktan sonra, Marsilyalıların asma bahçelerini onlarla gübreleyebilecekleri kadar çok ceset biriktiği söylenir. Buna elverişli yağış eklenmiş ve o yıl en verimli üzüm ve şarap yılı olmuş. İmdi "Sayın Tarihçi" halkın bu trajik yok oluşunu hangi yorumla vermektedir? Ploutarkhos, tanrının, koca, soylu bir halkın tümünü Marsilyalı philisterlere (eski İsraillilerin, Yahudi olmayan komşularına verdiği ad) verimli bir ürün hasatı sağlamak için öldürüp çürütmesini 'ahlaklı' buluyor. Dolayısıyla bir halkın dışkı yığını haline gelmesi bile ahlak bağnazlığı coşkusu için beklenen bir fırsat yaratmış oluyor!
Epiküros, hiç bir öğretmeni olmadığı için, kendi kendini yetiştirdiği için övünür. Seneca'ya göre o, birilerinin yardımı olmadan hakikat için mücadele ettiğini söylermiş.
Bir kan damlası, dünyayı alt eden özgür yüreği içinde aktığı sürece, felsefe rakiplerine karşı Epikourosla birlikte şöyle haykıracaktır:
Dinsiz kişi, çoğunluğun tanrısını ortadan kaldıran değil, çoğunluğun inandıklarını tanrılara yükleyen kişidir.
Kuşkusuz, herkesçe bilinen bir gerçektir ki doğum, serpilip gelişme ve ölüm, insansal her şeyin arasına kısılı kaldığı, içinden geçmek zorunda olduğu demir çemberi oluşturur.
Epikuros, en iddialı olduğu fizik konusunda tam bir bilgisizdir. Işin çoğu Demokritos'a aittir; ondan saptığı, ya da düzeltme yapmaya kalkıştığı yerlerde, onu bozar, berbat eder.
"Payına gerçek özgürlük düşmesi için, der, felse
feye hizmet etmen gerekir. Felsefeye boyun eğmiş, kul olmuş kişi. beklerneye gerek duymaz, hemen kurtuluşa erer. Çünkü felsefeye kulluk etmek özgür lüğün kendisidir."