Devre Sonu

Ergün Arıkdal

Devre Sonu Gönderileri

Devre Sonu kitaplarını, Devre Sonu sözleri ve alıntılarını, Devre Sonu yazarlarını, Devre Sonu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hayat , tabiat denen kuvvetin yasalarına göre oynanan çok ciddi ruhsal bir oyundur . Tabiat kuvveti Yaradan'ın bir kuvvetidir ve hükmünü yerine getir ister deprem olur ister baharda çiçekler açar .
Kısaca, bilelim ya da bilmeyelim, bizce anlaşılmış olsun ya da olmasın, herşeyin ve her canlının kendisine uygun bir vazifesi vardır ve bu vazifeye uygun bir şekilde hareket eder. Bunun dışında hiçbir hareket yapılamaz. O vazifenin amacına yönelik şeyler dışında birşey yapmamız mümkün değildir. Çünkü herşey, o vazifelerin yerine getirilmesine bağlı olarak düzenlenmiştir.
Reklam
Ülkemizin mukadder insanlık görevini yerine getirebilmesi için, ulaşacağı tekamül devrelerinin icaplarıyla karşılaşacağız. Her şey kendi koşulları içinde gerçekleşecek ve sonuç bu ülkenin ihtiyacı olan bir değişim, mutasyon tarzında gözükecektir. Aydınlanma ve uyanma aşamasına ulaşıncaya kadar geçilecek ıstıraplı yollara dayanmak, onları göğüslemek zorundayız. Türkiye’nin dünya tekamül nizamındaki değişiklikte oynayacağı belli başlı görevlerden biri, yeni devrenin çalışma kitabını (amel defterini) dünya insanlarına bildirmektir. Bu misyonun gerçekleşmesi yolunda bütün müspet hareketler yapılmaktadır. Toplum olarak herkese büyük görevler düşmektedir.
“Dünya gezegeninin ulaşacağı tekâmül düzeyinin gereği olarak,her millet kendi ihtiyaçları yönünde baş döndürücü bir hızla ilerlemektedir.Milletlerin hatalarla dolu geçmişlerinin kefareti ağır bedellerle ödenmekte şuurlanma ya da uyanma haline geçebilmek için harcanan emek ve çaba,ıstırabı dayanılması güç bir duruma sokmaktadır.İnsanlığın en yüksek hırs ve bencillik devrini yaşıyoruz.Daima’almak’ ve’doymamak’ gibi bir idraksizliğin çilesini çeke çeke ‘doymak’ve ‘vermek’ aşamasına gelmek gibi evrensel bir mutluluğu yaşamak yazgısına layık olacağımız günler gelecektir.Bir idealden değil,insan evriminin doğal bir gerçekliğinden söz ediyoruz.Bu tür bir yaşamın gerçekleşmesi ancak bilgi ve sevgiyle olur.Dünya insanlarının yaşam biçimlerine yön vermeye çalışan sistemleri ve kanunları ileri süren güçlerin elde ettikleri ortadadır.Biri ötekinin yok olmasına bağlı gelişim usulleri önerirken ötekisi de aynı usulü kullanmaktadır.Kişisel karakter gibi ulusal karakterler de kendilerini geliştirme yolunda sürekli arama eylemi içinde bulunmaktadırlar.Bize düşen görev,insanı maddeci bir yaşamın sunduğu aldatıcı gölge oyunlarından bir sürede olsa ayırmak ve onu evrensel değerlerle,gerçeklerle yüz yüze getirmektir.İnsanın amacı maddeyi kullanmaktır,ona prangalı bir esir olmak değil.Maddeyi kendine temel edinmiş yaşamın amacını rölatif duyumsal algılarla sınırlamış her ne ideoloji olursa olsun,bir devreden sonra yanılgı olmaktan öteye gidemez.Evren her yönüyle,maddeyi kullanan ruhun öyküsüdür.Ruhsuz,sevgisiz,duygusuz ve yüreksiz bir yaşamın ipine sarılmanın ıstırabına bir son vermenin zamanı gelmedi mi?”
Şuurların uyanması ve vicdan hükmünün hakimiyeti devresi insanlık toplumunun en büyük amacıdır. İnsanlık toplumunun içinde bulunduğu kaos halinin sona ermesi için ne para, ne silah, ne şiddet ve ne de herhangi bir siyasal ya da dinsel rejime ihtiyaç vardır. Kurtuluşun vizesini, içsel uyanış ya da içsel şuur olan “vicdan” verir. Değişim devrelerinde, beşeri tarih süreci içinde, devre sonlarına doğru daima birisinin ortaya çıkıp, nefsani statünün tüm unsurlarını muhafaza edeceği beklenir. Her türlü pisliğin sürüp gitmesi için bir Kurtarıcı beklenmektedir. İyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan, prensibi prensipsizlikten, meleği şeytandan ayırt etmedikçe bütüne ve birliğe ulaşılamaz. Bu, bir evren yasasıdır. Kurtarıcı’yı kendi iç uyanıklığımızda bulmazsak, O’nu bize zorla bulduracaklar gelecektir. Hiçbir güç eşyanın tabiatını değiştiremez. Eşyadan gelecek iyiliğin, mekanik uygarlığın nimetleri olarak yiyip duruyor ve giderek kaosa dönüşüyoruz. Maddesel nitelikteki Kurtarıcılık bir aldanma, bir düzmece edebiyat ve aptallığın ta kendisidir. Pek de genç olmayan dünyanın başından geçen çeşitli tekamül devrelerinden birinin içinden geçmekteyiz. Geçişin ıstırabı ve zahmetine karşılık temiz bir şuurun sahibi olacak insanlar için Kurtarıcı’nın şefaatine ihtiyaç gerekir mi? Güçsüz olanın zaten aşamayacağı bir imtihan devresinde iltimas istemenin bayağılığı nasıl da belli oluyor! Bilgi ve vicdandan başka kurtarıcı yoktur !...
Sayfa 168Kitabı okudu
440 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Kasıp kavuran materyalizm, duygularımız, arzularımız, benliklerimiz ve bir yanda da özümüz tek gerçeğimiz. At mı süvariyi yönetiyor, süvari mi atı yönetiyor? Ve bir farkındalık doğuyor, hayat sadece arzularımız mı, arsız taleplerimiz, ihtiraslarımız mı? Bir şeyler var tanımlamakta güçlük çektiğimiz.. Hissediyoruz yaklaşıyor bir devre sonu. Uyanışa ve şuura..
Devre Sonu
Devre SonuErgün Arıkdal · Ruh ve Madde Yayınları · 20036 okunma
Reklam